Paylaşım Türkiye
KüL Kedisi 212
Paylaşım Türkiye
KüL Kedisi 212
Paylaşım Türkiye
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


paylaşım forumu, site ekle, site tanıt, dizin
 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlSite ekleGiriş yap

 

 KüL Kedisi

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Yagmurum_
Benimle iyi olun, yeni üyeyim
Yagmurum_


uyarı yok
Mesaj Sayısı : 4
Kayıt tarihi : 17/09/09
Nerden : Germany
Sitemizi kim tavsiye etti : facebook

KüL Kedisi Empty
MesajKonu: KüL Kedisi   KüL Kedisi EmptyCuma 18 Eyl. - 18:36

Bir zamanlar güzeller güzeli bir kız
varmış. Annesi ölünce babası yeniden evlenmiş. Üvey
annesi de ilk evliliğinden olan iki kızıyla birlikte gelip eve
yerleşmiş.
Bu iki kız, yeni kız kardeşlerinden hiç hoşlanmamış. Odasında ne
var ne yoksa tavan arasına fırlatıp atmışlar. Ona bir kardeş gibi
davranmak şöyle dursun, bütün ev işlerini üzerine
yıkmışlar.
Ev işleri bittikten sonra bile kızın onlarla oturmasına izin
verilmiyormuş. Akşamları, mutfakta, sönmekte olan ocağın
önünde duruyormuş tek başına, ellerini küllere doğru
tutup ısınmaya çalışarak. Bu yüzden üvey kız
kardeşleri ona “Külkedisi” adını takmışla.
Bir gün iki kız kardeşe sarayda verilecek bir balo için
davetiye gelmiş. İkisi de heyecandan deliye dönmüşler. Herkes
Prens’in evlenmek istediğini biliyormuş. ‘Bakarsın
ikimizden birini seçer, belli mi olur?’ diye
düşünmüşler.
İki kız kardeş de kendilerini mümkün olduğunca
güzelleştirmek için hemen kolları sıvamışlar. Fakat
maalesef bu biraz zormuş, çünkü
Külkedisi’nin aksine bayağı çirkinmiş her ikisi de!
Balo akşamı, üvey kardeşleri gittikten sonra Külkedisi
mutfakta oturmuş ve içn için ağlamaya başlamış.
“Neyin var, neden ağlıyorsun Külkedisi?” diye sormuş
bir kadın sesi.
“Ben de baloya gitmek istiyordum,” demiş hıçkırarak Külkedisi.
“Gideceksin öyleyse,” demiş ses. Külkedisi
duyduğu sese doğru dönüp bakmış, şaşkınlıktan donakalmış.
Güzel bir kadın duruyormuş yanı başında.
“Ben senin peri annenim,” demiş kadın. “Şimdi kaybedecek zamanımız yok! Bana bir balkabağı getir hemen!”
Külkedisi bir balkabağı getirmiş. Peri annesi sihirli değneğiyle
dokununca, balkabağı birdenbire altından bir fayton oluvermiş.
“Şimdi de altı fare…” Külkedisi altı fare bulup
getirmiş, peri annesi onları hemen ata dönüştürmüş.
“Bir sıçan…” Onu da arabacı yapmış.
“Ve altı kertenkele…” Onları da faytonun arkasında koşacak altı uşağa çevirivermiş.
Nihayet Külkedisi’ne gelmiş sıra. Peri değneğiyle bir
dokununca Külkedisi’nin yırtık, pırtık giysileri nefesleri
kesecek harika bir elbiseye dönmüşmüş. Ayaklarında bir
çift camdan ayakkabı pırıl pırıl parlıyormuş.
“Bir şey var yalnız,” demiş Peri. “Gece yarısına
kadar eve dönmelisin. Saat on ikide elbisen tekrar eski
giysilerine, faytonun balkabağına, atların fareye dönüşecek.
Prens’in bunu görmesini istemezsin herhalde? Şimdi git,
dilediğince eğlen.”
O gece Külkedisi balonun yıldızı olmuş. Baloya katılan hanımlar
(özellikle de iki üvey kız kardeşi) onun elbisesini
çok beğenmişler ve terzisinin adını öğrenmek için
ona yalvarmışlar. Beyefendilerin hepsi onunla dans etmek için
birbirleriyle yarışmışlar.
Prens ise götür görmez ona âşık olmuş! Ve o andan
sonra hiç kimseye bu kızla dans etmek için izin
verilmemiş.
Saatler saatleri, dakikalar dakikaları kovalamış ve Külkedisi saat
tam on ikiyi vuracağı sırada evde olması gerektiğini hatırlamış.
“Gitme!” diye seslenmiş Prens arkasından, ama
Külkedisi bir an bile durmadan koşup oradan uzaklaşmış. Sokağa
çaktığında elbisesi tekrar eski elbiselerine
dönüşmüş. Geriye kala kala camdan ayakkabıların bir teki
kalmış. Diğer tekini nerede kaybettiğini bilmiyormuş.
O gece Külkedisi uyuyana kadar ağlamış. Hayatının bir daha asla o
geceki kadar harika olamayacağını düşünüyormuş.
Ama bu doğru değilmiş. Ayakkabının diğer tekini sarayın merdivenlerinde
bulmuşlar. Ertesi sabah Prens ev ev dolaşıp ayakkabıyı tek tek
bütün genç kızlara denetmiş. “Bu ayakkabının
dün gece karşılaştığım güzel sahibini bulamazsam
yaşayamam,” demiş.
Derken Külkedisi’nin evine gelmiş. Üvey kardeşleri ayakkabıyı denemişler. Olmamış. Ayaklarına girmemiş bile.
Prens çok üzgünmüş, çünkü
uğramadığı sadece birkaç ev kalmış. Tam oradan ayrılacakken evin
hizmetçisi dikkatini çekmiş.
“Hanımefendi,” demiş Prens Külkedisi’ne, “bir de siz deneseniz?”
“O mu deneyecek? Ne münasebet!” diye haykırmış üvey kardeşler.
Fakat Prens ısrar etmiş. Külkedisi’nin ne kadar güzel
bir kız olduğu gözünden kaçmamış. Tabii ayakkabı
Külkedisi’nin ayağına kalıp gibi oturmuş. Prens diz
çöküp Külkedisi’ne evlenme teklif ederken
iki üvey kardeşe de öfke ve kıskançlıkla olanları
seyretmek kalmış. Külkedisi Prens’in teklifini tabii ki
kabul etmiş.


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://yagmurdamlam23.yetkinforum.com/forum.htm
 
KüL Kedisi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Paylaşım Türkiye :: Genel Kültür :: Fıkralar & Masallar-
Buraya geçin: