Paylaşım Türkiye
 Maneviyat Mevsimi Üç Aylar 212
Paylaşım Türkiye
 Maneviyat Mevsimi Üç Aylar 212
Paylaşım Türkiye
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


paylaşım forumu, site ekle, site tanıt, dizin
 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlSite ekleGiriş yap

 

  Maneviyat Mevsimi Üç Aylar

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
brisin
******
brisin


uyarı yok
Boğa Horoz
Mesaj Sayısı : 306
Doğum tarihi : 13/05/93
Kayıt tarihi : 01/07/10
Yaş : 31
Nerden : İstanbul
Sitemizi kim tavsiye etti : çağınyarışması

Kişi sayfası
Altın Altın: 0
Para Para: 0

 Maneviyat Mevsimi Üç Aylar Empty
MesajKonu: Maneviyat Mevsimi Üç Aylar    Maneviyat Mevsimi Üç Aylar EmptyPtsi 5 Tem. - 15:29



Üç aylarda bulunan kandil geceleri, gecenin Rabbani tecellilere ayna oluş
sırrının en güzel bir yansımasıdır. "Geceyi ihya etme"nin "gündüz
tutulan oruç"la birleştiği bu mübarek gün ve geceler, zamanı
değerlendirmek, ömrü boşa geçirmemek için de bir terazidir.


Üç aylar, İslâm'ın mübarek saydığı hicrî
kamerî aylardan recep, şaban ve ramazan aylarıdır. Recep ayında, regaip
ve mi'râç, şaban ayında berat; ramazan ayında ise kadir gibi dört ayrı
mübarek gece bulunmaktadır. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.), bu aylarda
daha çok ibadet eder ve: "Allahım! Recep ve şabanı hakkımızda mübarek
kıl, bizi ramazana kavuştur." (Ahmet b.
Hanbel, Müsned, I, 259) diye dua ederdi.


Hz. Aişe, Rasûlüllah (s.a.s.)'ın bu aydaki
orucu hakkında şöyle der: "Şaban ayındaki kadar çok oruçlu olduğu bir ay
görmedim." (Tecrid, VI, 295)


Recep ayının ilk cuma gecesi olan Regaip
Kandili, Allah Teâlâ'nın kullarına bol bol bağışta bulunduğu, az
ibadetlerine karşılık çok ecir verdiği bir rağbet gecesidir.


"Regaip" kelime olarak rağbet olunan şey ve
büyük ikram anlamına gelmektedir.


Rağbet nedir?

İstek, arzu ve beğenme.

İnsan rağbet ettiği değerlere göre rağbet
görür.


İçtiği kaynağın berraklığına göre berrak
sözler söyler.


Mevlânâ "Nereye gidiyorsun sen; işte O'sun
sen" der.


Vahye râm olan vahiyden bahis açar.

Kur'an'a giden ayetten, hac-giden Kâbe'den
Medine'den dem vurur.


Kötülüğe rağbet eden de kötüye vurgu yapar.

Kısaca rağbet ettiğini heceler insanoğlu.

Rağbet, insanlık tarihinin özetidir aslında.
Hakkı duyanlarve duymayanlar. Duydukları halde kulak verenler ve
vermeyenler.


Rağbetini ucuz bahanelere yöneltenler;
rağbetini baki bir ebediyet yolunda sabrın ve iradenin iklimine sevk
edenler.


Peygamberler tarihi rağbet edenler ile
rağbet görenlerin hikâyesidir.


Nuh'un çağrısına evet diyenlerin rağbeti ile
hayır diyenlerin rağbeti.


Hz. Musa'nın sabırlı davetine rağbet edip
denizi onunla geçen, geçtik ten sonraki davetine ise rağbet etmeyenlerin
öyküsü.


Efendimizin (s.a.s.) ganimet dağılım
zamanına rağbet edip,Tebük'te mücadele çağrısına hayır diyen
münafıkların rağbeti.


Rabbinin burhanı sayesinde harama rağbet
etmeyen Yusuf'un (a.s.) rağbeti de bir rağbet.


"Bir elime ayı bir elime güne-şi verseniz
yine davamdan vazgeçmem" diyen Hz. Peygamberin dünyalık tekliflere
rağbet et-memesi de bir rağbet.


Rağbeti tartacak terazilerden biri de şu
ayetlerdir:


"Ey iman edenler! Allah veResulü size hayat
verecek hakikatlere sizi davet ettiğinde ona icabet edin." (Enfal, 24)


"Eğer onlar Allah ve Resûlü-nün kendilerine
verdiğine razı olup, "Allah bize yeter, yakında bize Allah da lütfundan
verecek,Resûlü de. Biz yalnız Allah'a rağbet edenleriz" deselerdi (daha
iyi olurdu)." (Tevbe, 59) "Boş
kaldın mı hemen (başka) işe koyul ve yalnız Rabbine rağbet edipO'na
yönel. (İnşirah, 7-Cool


Rağbeti tartan başka bir te-razi de "Kim
benim sünnetimden yüz çevirirse benden değildir." hadis-i şerifidir.


Üç aylar ne ifade eder bizim için?

Üç aylar ile olan arkadaşlığımızda
hayatımızda neye rağbet ettiğimizi sorgulamalıyız.


Ülkemizde tarihten bugüne üç aylar sevgisi
hep canlı kalmıştır. İbn Batuta Anadolu'nun muhtelif merkezlerini
ziyareti sırasında dinî hayatın çeşitli görünümlerini anlatırken cuma
günleri, kandil geceleri, üç aylar ve bilhassa ramazan ayı vb. gün ve
gecelerin nasıl büyük bir istek ve heyecanla değerlendirildiğini ortaya
koyuyor. (İbn Batuta'yı şaşır-tan
Misafirperverlik, Diyanet Aylık s. 122)


Tarihte olduğu gibi bugünde toplumlumuz
yediden yetmişe üç aylar geldiğinde hayatı-na olumlu anlamda yeni bir
istikamet vermektedir.


Üç aylar kalplerimizin manevî doyum ve duyum
mevsimidir. Takva, ihlâs, muhasebe, yakîn, marufa sabır, masiyete
direnme vb. değerler üç aylarda benliğimize yeniden dolar, âdeta
tazeleniriz.


Üç aylar, keşkelerin öğütülüp iradî
başlangıçların yapıldığı anlardır.


Gidişimiz, dönüşümüzün haritasıdır.
Bakmasını bilen, yürüyüşümüzün kafiyesinden varış hızımızı tayin
edebilir.


Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
"İyi arkadaşla kötü arkadaşın misali, misk taşıyanla körük çeken
insanlar gibidir.Misk sahibi yasana kokusundan verir veya sen ondan
satın alırsın.Körüğe gelince; ya elbiseni yakar yahut da sen onun pis
kokusunu alırsın." (Buhari, Büyü, 38)


Ne güzeldir üç aylardan misk devşirmek takva
libasımıza..


Üç sırdaş ile on iki aylık uzun seyahatimizi
kısa eylemek. Yorucu yokuşları düz eylemek.


Üç sadık yâran ile yâre olan hasretimizi
daha bir dillendirmek.


Zikrimizi onların zikriyle, fikrimizi
onların fikriyle tazelemek.


Kaybolan umudumuzu gürül gürül kulağımıza
okudukları reca âyetleriyle yeniden gün ışığına çıkarmak.


Üç aylar Hakkın rahmetine bir sergidir.
Mevlânâ ne güzel der.


"O'ndan iste, başkasından bir şey umma. Suyu
deryada ara,ırmakta değil. Başkasından da istesen ihsan eden Hakk'tır.
Onun elini cömertliğe meylettiren de O'dur. (Mesnevi, IV/1203)


Sadece ritüel kalıplarda üç ayları geçirmek
değil, üç aylar sonrasında bize kifâyet edecek ilim irfanı da amele
yoldaş kılarak biriktirebilmek.


Neden oruç tutuyoruz, niçin regâib? Neden
berat, neden miraç?


Okumadan, dinlemeden,araştırmadan ucuz bir
idrake müşteri olmamalıyız.


Regaip dendiği anda hemen recep ayı ile yüz
yüze geliyoruz.Recep dendi mi, şaban, o akla gelince de ramazanı
hatırlıyoruz.


Recep ayı nedir? Ona Efendimiz nasıl bir
anlam yüklemiştir?


Bu ay içinde bizi bekleyen sürpriz saadet
anları nelerdir? Hangi hikmet bizi sahura kaldırıp nafile bir oruç için
akşama kadar haramlardan bizi uzak tutuyor? Neden binlerce insan teravih
namazına koşuyor? Kandil gecesini sair akşamlardan ayıran vasıf nedir?


Receb'e rağbetimiz değil midir bizi Regaip
Kandili'nin iman nurundan ışık devşirmeye yönelten sebep?


Recep ayını da sair ayları da yaratan
Rabbimize olan rağbetimiz ve yönelişimiz değil mi bizi regaibin
hediyelerini feyizlerini almaya sevk eden?


"Bu şeb fahru'l-leyâlî leyle-ipâk-i
Regâibdir


Bu şeb takdîse şâyân bir şeb-i âl-i
merâtibtir."


diyen şair, acaba varacağı hangi mertebeye
basamak olarak Regaip Gecesi'ni seçmiştir.


Nedir bir müminin mertebeleri geçip de karar
kılacağı ideal durak?


Dünyada şöhret, makam,mevki mi, yoksa
dünyada yansıması iman olan Allah'ın rızasınakavuşmak samimiyeti mi?


"Allah, mümin erkeklere ve mümin kadınlara,
içinde ebedî kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetler ve Adn
cennetlerinde güzel meskenler vaat etti.Allah'ın rızası ise hepsinden
büyüktür. İşte büyük kurtuluş da budur." (Tevbe,
72) ayetinde vaat edilen büyük hedefe koşan kişi,regaibi de,
beratı da miracı da Kadir Gecesi'ni de bu yüksek ideal uğrunda
değerlendirecektir. Sair zamanlarda istediğinden daha fazla bu gecelerde
rızayı düşleyecek, rızaya eğilecek, başkalarının istifadesi için daha
bir fedakâr olacaktır.


Zira bu gecelerin rahmetine,feyzine imanı
tatmış olanlardan daha çok, iman gibi bir lezzeti duyamayan, evinde
işyerinde sokağında mahallesinde Ku'ran'ın,namazın, orucun hazzını
misafir edemeyenler muhtaçtır.


Üç aylara rağbetimiz bu aylardan habersiz
olanlara onları ulaştırma şevkimizden de kaynaklanmaktadır.


İyiliği emretmek kötülüğü hayatımızdan
uzaklaştırmak, nezih imkânlardan herkesin istifadesini düşünmek demektir
de aynı zamanda.


İman paylaşılması en lüzumlu imkân olduğuna
göre sahip olduğumuz güzelliklerin başkalarına bir örneklik olarak
sunulması, en sade temsillerle takdimi bize düşmektedir. Regaibi sevmek
ama sadece kendi kemâl âtımız için değil, beratı benimsemek;ama sadece
şahsî affımız için değil, miracı sevmek ama sadece kendi kulluğumuzla
yüceliklere ermek için değil, Kadir Gecesi'ni sevmek ama sadece kendi
ibadetimizle Kur'anın feyzine varmak için değil.


Güzellikler paylaşıldıkça çoğalır. Üç
aylarda değişik usul ve üslûplarla bir şekilde bu ayların ruhaniyetini
insanlığa ilâhî bir ziyafet olarak armağan edebilmeliyiz.


Mübarek gün ve geceler üç ayların künhüne
vakıf olmak için ecdadımızın bu vadide ortaya koyduğu aşk
terennümlerinden oluşan büyük mirasın izini sürmek gerekiyor.


Üç ayları görmek, kelebeklerin ateşe daldığı
gibi nisyana, gaflete dalış dakikalarımızda, ensemizde, önümüzde bizi
ateşe koşmaktan kurtarmaya çalışan Efendimizin şefkatli elini görmek
demektir.


Üç aylar, gençler için başarıya giden yolu
ibadet refleksleriyle tezyin etmede keskin bir viraj...


Büyük zaferlere vurgu yaparken küçük tedrici
mihnetlerin kılavuzluğundan da nasiplendirmeliyiz çocuklarımızı.


Üç aylarda mütevazı başlangıçlarla
yevmiyelik kazanılan başarı şuurunun ramazanda bir ay boyunca
tekrarlanması, yıl boyu elde edilecek zafer özgüveni için fevkalâde
güçlü bir referans olacaktır.


Modernleştikçe yalnızlaşan,imkânları
arttıkça ruhi hijyenini kaybeden günümüz nesilleri için üç aylara
serpiştirilen bu eğitim önemlidir.


Hz. Ali (r.a.) mescidleri kan-dillerle
aydınlatan Hz. Ömer için"Mescitlerimizi aydınlattığı gibi Allah da onun
kabrini aydınlatsın" diye dua etmiştir. (İbn AsâkirXLIV, 80)


Üç aylarda maddî aydınlığı tamamlar
mahiyette camilerimizi, mescitlerimizi, halkı aydınlatma onlara
rehberlik etme imkânı olarak iyi değerlendirelim.


Tatil mevsimine denk gelen üç aylar içinde
geleceğin büyükleri olan çocuklarımız camilerde Kur'an ile tanışsınlar.
Kendi öz benliklerini, Kur'an'ı hecelerken,Efendimizi anarken
keşfetsinler. Salât ü selâmlar ile kandillerde kâinata "Işık saçan bir
kandil"(Ahzâb, 45-46) olan peygamberlerine saygılarını ifade etsinler.


Ve dua.. Ellerimiz üç aylarda duaya
kalksın.. Tevekkülümüzü duaya devam, duada istikrar ile sınayalım...
Duanın gücünü keşfedelim. Bütün âlemlerin ihtiyacını gören, herkese
nimetini sebil eden Rabbimizin bizim niyazlarımızı samimi dileklerimizi
de duyacağı şuurunu yenileyelim.


Elest bezminde bizimle konuşan, bize değer
veren Rabbimizle dualarımızda hasbi hal edelim.Zira O, bizim sesimizi
duymak istiyor.


Perişan
hallerimizden ötürü özür dileyelim. Islah dolu zamanlara ulaşmak için
güç ve kuvvet isteyelim. Birlik ve dirliğimizin daimi olması için açalım
ellerimizi Rabbimize.

Not: Bu yazı, Diyanet Aylık Dergi 2005 Ağustos sayısında
yayınlanmıştır.










Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.brisin.tr.gg
 
Maneviyat Mevsimi Üç Aylar
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Paylaşım Türkiye :: Din Kültürü :: Diğer Konular-
Buraya geçin: