Sen
benim hissettiğim,görmediğim,aşkı perde arkasındaki hayale yüklediğim
sevgilimsin,görebildiğim şekillerden uzak…yaşandığım zamanın
dışında,farklı bir yıldız zamanında yaşayan sevgilimsin…sen bir
duygusun,düşüncesin kalbimin insan eli değmemiş hücresinde
yeşeren…paylaşılması gerekiyordu emanetçi,seyyar bedenlerde…paylaştıkça
anlam kazanıyordu,gök gürültüsüne yağmurun kattığı anlam gibi…sen içimde
yeşeren tazelik,meyvesi gibiydin en kurumuş,ümit kesilmiş
ağacın…içimdeki sen,paylaşmam gerekiyordu seni…paylaştıkça
artıyordu,paylaştıkça tamamlanıyordu aynada baktığım yüz…kimse talip
değildi bu yüke…sen düşünce,sen hayal,sen,ben olan yine kaldın benimle…
Yüzünü hiç görmediğim,sesini hiç
duymadığım,güzel olduğuna inandığım sevgilim…senin güzelliğin benim
hayal gücümle kısıtlı…seni anlatmaya çalışmak bir ressamın aşkını tual
karşısında görülmemiş renklerle ifade etmeye çalışması gibi…bir gerçek
buluncaya kadar yine sana yazıyorum, ruhumun,yüreğimin bir beyaz kağıt
boşluğuna…
Bu yazıyı da sana
yazıyorum…sevgilim,sessiz çığlıklarım,gün ışındaki karanlığım,karanlık
da ki huzurum…hayal dediğin senin gibi olmalı,bakışların çölde mehtaplı
bir gece,ellerinin çizgisinde kaderim gizli,parmakların kalem
kırılganlığında,aşkı yazmışta mürekkebi kalmış ucunda…her yaşadığım
yıkım emri aşklardan sana sığınıyorum…yıkılan benim,yıkılan
kimliğim…yerine inşa edilmeye çalışılan ruhsuz beton sütunlar…
Seni yazmak aşkı yaşamak gibi,seni
yazmak uçsuz,bucaksız okyanus maviliğine yelken açmak gibi,seni yazmak
sözlerin tükendiği anlarda aşk,huzur,mutluluk gibi ifadelerin ne tual
karşında nede kağıt parçalarına ifade edilmediği,sadece yaşanılır dediği
gibi…
İki ayaklı sandalyenin iş göremez
raporundaki haklı neden gibiydi sensizliğimde aynaya baktığım yarım
suret,işe yaramaz ıskarta anlarımın geri hizmet bilançosu sensizliğim de
çekilen çile…
Bilmiyorum kaç gece daha şuan
dinlediğim müziğin acıklı melodisi eşlik edecek gözyaşlarıma,sana
yazılan satırlara…ve kaç gece daha tahammül edebilirim yerini ancak
senin doldura bileceğin boşluklara,yalnız senin aydınlata bileceğin
karanlığa…bilmiyorum kaç gece daha dayanabilir şu bedenim yalnız başıma
acı içinde geçirilen onca saatin ardından,uykusuz kaldığım sabahlara…
Hayat ne kadar kendi gerçeğini
fısıldasa da kulağıma,aldırmam!ben yine umut yapar beslerim seninle
yaşanılacak sandığım yarınlarda,uğruna koskoca gençlik adadığım
hayallerde…yoksa sevgilim ben ne yapayım sensiz yaşanacak mutluluk,
istikbal vaat edilen yarınlarda…
Sen fikrimde tutsak
Sen hayatımdaki meçhul nokta
Sen kanayan yaram
Sen günahım
Sen isyanım
Sen varlık ile yokluk
Hayal ile gerçek arasında ki
çelişki
Bu ayrılık nereye kadar…