Şâban ayının ekserisini, hattâ tamamını oruçlu geçirmek çok iyi olur.
Peygamber
efendimiz, diğer aylara göre Şâban ayında daha çok oruç tutardı.
Hazret-i Aişe vâlidemiz buyurdu ki:
“Resûlullahın, hiçbir ayda Şâban ayından daha fazla oruç tuttuğunu
görmedim.
Hemen hemen Şâban ayının tamamını oruçla geçirirdi.”
Ramazandan sonra en fazîletli orucun hangisi olduğu suâl edilince
Peygamber
efendimiz, “Şâban ayında tutulan oruçtur.” buyurdu.
Allahü teâlâ günahları affetmek için böyle mübârek ayları, günleri,
geceleri
sebep yaratmıştır. Allahü teâlânın bu ni'metinden istifâde etmeye
çalışmalıdır!
Fırsatı kaçırmamalıdır.
Şâban-ı şerîf, hayırların çoğaldığı, bereketlerin indiği, hatâların terk
edildiği, günahların örtüldüğü bir aydır.
Ba'zı âlimler de şöyle buyurdu: "Yıl ağaç gibidir. Receb ayı, ağacın
yapraklı
olduğu, Şâban meyveli, Ramazan ise, meyvesinin toplanacağı zaman
gibidir. Receb
Allahü teâlâdan magfiret, Şâban şefâ'at, Ramazan sevâbların kat kat
olduğu
aydır."
Aişe Validemiz, “Yâ
Resûllah,
seni Şâban ayında oruçlu görüyorum, hikmeti nedir? diye sorduğunda,
Peygamberimiz, “Ey Âişe, Şâban öyle bir aydır ki, o senenin içinde
ölecek
kimselerin isimleri deftere yazılıp Melek-ül mevte, can alıcı meleğe
teslîm
olunur. Ben ancak oruçlu bulunduğum halde ismimin deftere geçirilmesini
arzû
ederim” buyurdu.
Yine Peygamberimiz,
“Şâban
ayının son Pazartesi günü oruç tutanın günahları mağfiret olunur”
buyurdu.
Enes bin Mâlik hazretlerinin bildirdiği hadîs-i şerîfte: “Şâban ayına,
Şâban
denmesi, ondan Ramazan için büyük hayırların geçmesi, Ramazan ayına
Ramazan
denmesi, bu ayda günahların yanması sebebiyledir” buyuruldu.