Paylaşım Türkiye
Büyük patlamadan büyük çöküşe 212
Paylaşım Türkiye
Büyük patlamadan büyük çöküşe 212
Paylaşım Türkiye
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


paylaşım forumu, site ekle, site tanıt, dizin
 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlSite ekleGiriş yap

 

 Büyük patlamadan büyük çöküşe

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
brisin
******
brisin


uyarı yok
Boğa Horoz
Mesaj Sayısı : 306
Doğum tarihi : 13/05/93
Kayıt tarihi : 01/07/10
Yaş : 30
Nerden : İstanbul
Sitemizi kim tavsiye etti : çağınyarışması

Kişi sayfası
Altın Altın: 0
Para Para: 0

Büyük patlamadan büyük çöküşe Empty
MesajKonu: Büyük patlamadan büyük çöküşe   Büyük patlamadan büyük çöküşe EmptyÇarş. 21 Tem. - 20:19

O gün Evren'i kitabın sayfalarını katlar gibi düreriz. Ve onu
yaratılışa ilk başladığımız duruma iade ederiz. Bu, üzerimizdeki bir
vaattir. Elbette, gerçekleştireceğiz.


21 Enbiya Suresi 104

Ayetin öncelikle bir noktasına dikkatlerinizi çevirelim.
Ayette, Allah'ın Even'i yarattığı duruma, geri çevireceği
söylenmektedir. O zaman Evren'in sonunu anlamak için Evren'in
başlangıcını anlatan (ilk 3 bölümde incelediğimiz) ayetleri hatırlayalım
(Evren'in en başını anlatan ayetle [21 Enbiya Suresi 30], Evren'in en
sonunu anlatan ayetin [21 Enbiya Suresi 104] aynı surede olmaları da çok
anlamlıdır).


İnkar edenler gökler ve yer birbirleriyle bitişik iken onları
ayırdığımızı görmüyorlar mı?


21 Enbiya Suresi 30

Ve göğü kuvvetimizle kurduk, muhakkak ki onu genişletmekteyiz.


51 Zariyat Suresi 47

Bu iki Kuran ayetinden Evren'in başlangıcından bu yana iki
aşamayı anlıyoruz:


1 Evren tek bir bütünlükten parçalanıp ayrıldı.


2 Bu ayrılma sonucu oluşan Evren genişlemektedir.


Kuran'ın bu ayetlerinde yapılan açıklamaların oluşturduğu
olağanüstü mucizeyi ilk 3 bölümde inceledik. Kitabımızın bu bölümünde
alıntıladığımız ayete dönersek, eğer Evren ilk yaratılış haline geri
dönecekse, sırasıyla:


1 Genişleyen Evren'in büzüşmesi,

2 Büzüşen Evren'in baştaki tekillikte son bulması
gerekmektedir.

Genişleyen Evren şişen bir balona benzemektedir. “Büyük çöküş”
süreci ise bu sürecin tam tersine çevrilmişidir. Yukarıda bunu anlatan
bir illüstrasyon görülüyor.


Astrofizikten anlayan kişiler incelediğimiz ayetteki
muhteşemliği hemen farkedeceklerdir. Evren'in sürekli genişlediğini
biliyoruz. Yine biliyoruz ki bu genişleme Büyük Patlama'nın verdiği
ivmeyle olmaktadır. Sonunda iki şık karşımıza çıkmaktadır. Birinci şıkka
göre genişleyen Evren çok çok geniş bir alana yayılacak, tüm yıldızlar
enerjisini tüketecek, ısı düşecek ve Evren'in sonu (kıyameti) böylece
gelecektir. Yıldızların enerjisini tüketmesi, hareketin tamamen
durmasıyla, tüm gök cisimlerinin birbirinin çekim alanından çıkmasıyla
Evren'in sonu (kıyamet) gelecektir. İkinci şıkka göre, genişleyen Evren,
maddenin birbirini çekmesi sonucu durup, kapanmaya başlayacak ve
sonunda kapanan Evren baştaki gibi bir tekilliğe dönüşecektir.



MUCİZE ÜSTÜNE MUCİZE


Kuran bahsettiğimiz iki şıktan ikincisinin olacağını ortaya
koymaktadır. Dünya'nın öküz ile balığın üzerinde zannedildiği bir
ortamda, Kuran'ın bu açıklamayı yapması ne kadar olağanüstü bir
mucizedir! Kuran'ın yaptığı bu açıklamaları uydurmaya, tesadüfe veya o
dönemde olmayan bilimsel bilgilere bağlamanın olanağı yoktur. Bu
bilginin kaynağı bilimsel gözlem değil, Allah'ın vahyidir. İncelediğimiz
ayet, insanlığın arasında kaldığı iki şıktan hangisinin doğru olduğu
sorununu da çözmektedir. Evren'in bir tekillikten yaratıldığını,
Evren'in genişlediğini ve aynı şekilde Evren'in ilk haline
döndürüleceğini söyleyen, bunları değerlendiren ve bu bilgileri hiçbir
bilimsel bulgunun olmadığı çağda, tamamen ilkel bir ortamda yapan
Kuran'ın mucizesinin büyüklüğü; bilimin ilerlemesi, Evren'in sırlarının
keşfedilmesiyle çok daha iyi anlaşılmaktadır.


Evren'in bu şekilde kapanması astronomide Kapalı Evren Modeli
olarak bilinir. Bu kapanmayı gerçekleştirecek olan kuvvet yerçekimidir.
Bilindiği gibi tüm madde birbirini çekmekte ve bu çekiş kuvveti Evren'in
genişlemesini de frenlemektedir. Nasıl ki havaya bir maddeyi
fırlattığımızda bir süre hareket eden bu cisim, sonunda yerçekiminin
kuvvetine dayanamaz ve geri döner, aynı şekilde ilk patlamanın
fırlatışıyla her tarafa doğru saçılan ve genişleyen madde de sonunda
dayanamayıp geri dönecek ve her şey birbirinin üstüne katlanarak
kapanacaktır. Kuran'ın bu olaya işaret ettiği dönemde yerçekimi diye bir
kavramın bilinmediği, Kuran'ın inişinden bin yıl kadar sonra ilk olarak
Newton'un yerçekimini tarif ettiği unutulmamalıdır.


Evren'in genişlediği anlaşıldıktan sonra Evren'in durmadan
genişleyerek mi, sonunda içine kapanarak mı son bulacağını keşfetmek
için bilim adamları da çalışmalar yaptılar. Bu sorunu çözmek için
Evren'deki maddenin kritik yoğunluğunu bulmaya çalıştılar ve omega diye
isimlendirilen oranlar tespit ettiler. Bu tespitlerde Evren'deki
yoğunluğun belli bir düzeye çıkması halinde, yerçekiminin madde
yoğunluğunun artışıyla artacağından; Evren'in sonsuzluğa dağılmasına
izin vermeden, kapanma sürecini başlatacak demektir. İlk zamanlarda çok
ilginç bir şekilde Evren'deki kritik yoğunluk dengede bulundu. Yani ilk
bilimsel tespitler, Evren'in kapanma ve sonsuza dağılması şıklarının her
birine yaklaşık %50'şer ihtimal verdi.


Fakat Evren'deki yoğunluk değerinin sanılandan yüksek olduğunu
gösteren ve başta hesaba katılmayan 3 nokta Evren'in içine kapanacağının
daha kuvvetli bir olasılık olduğunu desteklemektedir. Bu 3 nokta
şöyledir:


1 Evren'in yoğunluk değeri için kara delikler de hesaba
katılmalıdır. çok yoğun madde içeren, çok küçük hacimli karadelikler
ışık yaymadıkları için yayılan ışıkla yapılan tespitlerde hesaba
katılmamışlardır.


2 Sonradan yaydığı ışığın şiddeti ile orantılı olmayan büyük
kütleli aşırı yoğun yıldızlar bulundu. örneğin Güneşimiz gibi 1000
Güneş'in yanyana gelmesiyle oluşan bir yıldız, sadece Güneş'imiz kadar
ışık yaydığı için, başta bin kez az yoğunlukta hesaplanmıştır.


3 Yine son dönemde ismine karanlık madde (dark matter) denilen,
tüm galaksileri dolduran, gözle görülmeyen, ama Evren'deki yoğunluk
değerine ilave edilmesi gereken bir başka madde tipi ortaya çıkarıldı.


İnsanlar doğar, yaşar, ölür ve sonunda kendi ham maddeleri olan
toprağa dönerler. Hayvanlar ve bitkiler için de aynı süreç geçerlidir.
Demek ki Allah tüm canlılar için işlettiği kanununu Evren için de
işletmektedir. Alıntıladığımız ayette Allah'ın bu kanunu "iade"
kelimesiyle anlatılır. (Türkçe'ye de bu kelime aynı şekilde girmiştir)
Kuran'da başka ayetlerde de varlığın iadesine dikkat çekilmiştir.


Yaratmayı başlatan, sonra onu iade edecek olan O'dur. Bu O'nun
için çok kolaydır. Göklerde ve yerde en yüce örnek O'na aittir. O
üstündür, bilgedir.


30 Rum Suresi 27

De ki "Sizin ortak koştuklarınızdan ilk kez yaratacak, sonra
onu iade edecek olan var mı?" De ki "Allah yaratmayı başlatır, sonra onu
iade eder. öyleyse nasıl çevriliyorsunuz?"


10 Yunus Suresi 34
PARÇALANAN GÖK VE
KIRMIZI GÜL


Gök yarılıp da yağ gibi erimiş kırmızı bir gül haline geldiği
zaman


55 Rahman Suresi 37

Dünya'mızın, Güneş sisteminin, Evren'in son bulacağı zaman
gökyüzünde renk değişiklikleri gözleneceği Kuran'da söylenir (70 Mearic
Suresi 8. ayetine de bakabilirsiniz).

Göklerin yarılmasına gelince; Kuran'da göklerin yarılması,
zaafa uğramasıyla ilgili başka ayetler de vardır.


Gök yarıldığı zaman

77 Mürselat Suresi 9

Gök soyulup çıkarıldığı zaman

81 Tekvir Suresi 11

Gök yarılıp, çatlamıştır. Artık o gün zaafa uğramıştır.


69 Hakka Suresi 16

Bu ayetlerin iki türlü anlaşılabileceği kanaatindeyiz.
Birincisi gök kelimesini Evren olarak alırsak, sürekli genişleyen göğün
en dış kısımlarından kaynaklanan bir bozulma (Evren'in vakum yapısının
bozulması kastediliyor da olabilir. Bu uzun konuya burda girmeyeceğiz.)
anlatılıyor olabilir. İkinci olarak gök kelimesini Dünya'mızın Atmosfer
kısmı olarak alırsak, gerçekten de oluşan bu kadar büyük çaplı
depremler, yeryüzündeki faaliyet, muhakkak Atmosfer'i de etkileyecek,
Atmosfer hem zaafa uğrayacaktır, hem yarılacaktır, hem de Atmosfer'in
koruyucu tabakası Dünya'nın üstünden soyulacaktır. Zaten Atmosfer,
Dünya'nın çekim gücünün ve Atmosfer moleküllerinin hareketinin hassas
dengesinde durmaktadır. Dünya'da bahsedilen çapta büyük denge
bozukluklarına Atmosfer de dayanamaz. Ayetlerin birinci dereceden kastı
öngördüğümüz bu iki anlamdan biri olabilir. Biz, ayetlerin her iki
duruma birden işaret ettiğini düşünüyoruz.

SUR'A
ÜFLENDİ VE...


O gökleri ve yeri gerçek olarak yaratandır. "Ol" dediği gün
hemen oluverir. Sözü gerçektir O'nun. Sur'a üfürüldüğü gün egemenlik
O'nundur. Duyu organlarıyla algılanamayanı da, görüneni de bilen O'dur. O
bilgedir, O haberdar olandır.


6 Enam Suresi 73

Kuran'da Sur'a üflenmesinden on ayette bahsedilir. Bunlardan
beşi kıyamet vaktini belirtir, beşi ise onun karşıtı olarak yeniden
yaratılışı ifade eder. (Kitabın ikinci kısmında Kuran'da geçen
kelimelerin matematiksel uyumunu ayrıntılı bir şekilde inceleyeceğiz)


Sur bir boruyu ifade eder.
Sur'a üflenmesi ise buradan çıkan sesi ifade eder. Şimdi Evren'in
oluşumu ile ilgili yeni bulgulardan birini inceleyeceğiz. Bu bulgunun
suraya üflenmeyi ifade eden ayetle ilgili olduğunu iddia etmiyoruz.
Fakat bu bulgu bize ilginç olarak Sur'a üflenmesini çağrıştırdı. çok
iddialı olmadan, sizle bunu paylaşıyoruz, şöyle ki:


Kendilerine Boomerang
adını veren 35 bilim adamı (İngiliz, Amerikalı, Kanadalı ve İtalyan
bilim adamları) Evren'in oluşumuyla ilgili ilginç bir sonuca vardılar.
Evren'in milyonlarca yıl önce bir insan yumruğu kadar bir gaz bulutu
olduğunu ve zil sesini andıran bir ses dalgasıyla Büyük Patlama'nın
başladığını ifade ettiler. Ekibin başındaki John Ruhr'un yaptığı
açıklamaya göre, ses dalgaları, Dünya'nın oluşmasına yol açan Büyük
Patlama'ya (Big Bang) sebep oldu. Ruhr bu ses dalgalarını araştırma
balonlarına yerleştirilen teleskop ve mikrodalga dedektörler sayesinde
tespit ettiklerini dile getirdi. Bilimadamları ses dalgalarının meydana
getirdiği parlamaya "kozmik mikrodalga arka plan radyasyon" adını
verdiler.


Ruhr, bu ses dalgasının
saniyenin milyarda birinden bile kısa bir zaman içerisinde
gerçekleştiğini söylemektedir. Sur'un üfürülmesiyle kastedilen de
temelde bir ses dalgasının çıkışıdır. Ruhr ve ekibinin "Zil çaldı, Evren
oluştu" diye ifade ettiği gerçek "Sur'un çalınmasını" andırmaktadır.
Gerçi Sur'un çalınışına, Evren'in sonunda ve yeniden yaratılışta dikkat
çekilmektedir. Fakat Enam Suresinde görüldüğü gibi bu deyim, Evren'in
yaratılış anını ifade eden ayette de geçmektedir. Ayrıca kıyametin
Evren'in yaratılışının bir geriye doğru "iadesi" olduğunu bu bölümde
inceledik. Bu yüzden Evren'in yaratılış anında tespit edilen bu ses
dalgasının önemli fonksiyonunun Evren'in sonu için de benzer bir şekilde
gerçekleşmesini akla yakın buluyoruz. Bu ses dalgası Coleman ve De
Luccia'nın öngördüğü vakum bozulmasının kıvılcımını oluşturan bir ilk
adım olabilir mi? Veya Evren'in genişleme sürecinin son bulup kapanmaya
geçişine yol açan veya o süreçte ortaya çıkan bir ses dalgası olabilir
mi? Doğrusunu Allah bilir.

KIYAMET
SüRECİ ANSIZIN BAŞLAYACAKTIR


Sana o saatin ne zaman
geleceğini soruyorlar. De
ki: "Onun bilgisi Efendimin katındadır. Onu, vak
ti gelince açığa çıkaracak olan O'dur. O göklere ve
yere ağır gelmiştir. O size ansızın gelecektir, başka
türlü değildir." Sanki ondan haberdar imişsin gibi
sana soruyorlar. De ki "Onun bilgisi Allah'ın ka
tındadır. Fakat insanların çoğu bilmezler."



7 Araf Suresi 187

Kuran, Dünya'mızın ve
Evren'in son bulma sürecinin aniden geleceğini, Peygamberin bile bundan
haberdar olmadığını söylemektedir. İzafiyet teorisine göre Evren'in
içinde en hızlı hareket ışık hızıdır. (En hızlı hareketin ışık hızı
olduğu tartışılabilir ama, ışığın çok hızlı hareketi tartışılmazdır).
Işık saçan cisimlerden ve ışığın yansımalarından bize gelen bilgiler,
bizim Evren'deki olayları anlamamızın sınırını oluşturur. Bu yüzden eğer
Evren'in sonunun (kıyametin) veya Dünya'mızın sonunun geldiğine dair
elde edebileceğimiz bir bilgi ışık olarak ilerliyorsa, şu anda o olay
gerçekleşmiş olsa bile ondan haberimiz olmayabilir. örneğin Güneş şu
anda patlasa ve Dünya'mızın sonunun başlangıcı böylece gerçekleşse bile
bunu ancak sekiz buçuk dakika sonra anlarız.



ize=9]Tüm Evren'i mahvedecek çapta olaylar için de bu
böyledir. Evren'in bir köşesinde kıyametin kopuş süreci başlamış, fakat
ışık aracılığıyla bize bilgi ulaşmadığı için bundan habersiz olabiliriz.
Evren'in vakum düzeninin bozulmasından daha birçok kıyamet senaryosuna
kadar çeşitli kıyamet senaryoları aniden oluşacak ve Dünyada yaşayan
insanları aniden yakalayacak niteliktedir.
[/size]


1 O beklenen müthiş olay olduğunda

2 Onun gerçekleşmesini yalanlayacak yoktur

3 O alçaltıcıdır, yücelticidir

4 Yeryüzü bir sarsıntıyla sallandığı...

56 Vakıa Suresi 14

Evren'in ve Dünya'nın sonu, Evren'in oluşumundan sonra olacak
en müthiş olaydır. O olay olduğunda artık insanlar Dünya defterini
kapatmıştır. Dünya'daki servetler, şöhretler, mevkiler, aileler,
aşiretler, güzellikler, çirkinlikler, sevinçler, üzüntüler artık yok
olmuş, tüm Evren ufacık bir tekilliğe dönüşmüştür. Artık üstünlük mal,
mülk, mevki sahibi olmakta değildir. Artık üstünlük ve yücelme Allah'ın
istediği gibi bir hayat yaşamış olmakta, alçalma da bunun aksine bir
hayat yaşamış olmaktadır. Kuran'ın anlattığı kıyamet manzaralarından
hayata yön vermek adına çıkarılacak dersler vardır. Bu anlatımlar,
geleceğin bilgisinin, sadece bilinmiş olması için yapılmazlar. Bu
anlatımlarda anlatılan bilginin, insanları harekete geçirmesi ve
insanların Allah'a yönelerek, kıyametle son bulacak Dünya menfaatleri
için, dine boşvermemeleri de hedeflenir. Kıyamet sürecini anlatan Vakıa
Suresi'nin 3. ayetini sürekli aklımızda tutmamızın çok faydalı olacağı
kanaatindeyiz.


O alçaltıcıdır, yücelticidir.

56 Vakıa Suresi 3
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.brisin.tr.gg
 
Büyük patlamadan büyük çöküşe
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Büyük anne- büyük baba
» Büyük günahlar
» En 'Büyük' patron
» Arınç: Büyük bir ciddiyetsizliktir
» Karadeniz'de büyük kapışma

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Paylaşım Türkiye :: Din Kültürü :: Kur'an-ı Kerim Mucizeleri-
Buraya geçin: