Paylaşım Türkiye
Renkler ve şakralar arasındaki ilişki 212
Paylaşım Türkiye
Renkler ve şakralar arasındaki ilişki 212
Paylaşım Türkiye
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


paylaşım forumu, site ekle, site tanıt, dizin
 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlSite ekleGiriş yap

 

 Renkler ve şakralar arasındaki ilişki

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
haso
Yetkingrafiker
haso


BANLANDI
Mesaj Sayısı : 2099
Kayıt tarihi : 02/08/10

Kişi sayfası
Altın Altın: 0
Para Para: 0

Renkler ve şakralar arasındaki ilişki Empty
MesajKonu: Renkler ve şakralar arasındaki ilişki   Renkler ve şakralar arasındaki ilişki EmptySalı 10 Ağus. - 23:47


Renkler ve şakralar arasındaki ilişki Renkler

Rengin gerçekte ne olduğunu ve bizi her açıdan, ne kadar etkilediğini
hiç düşündünüz mü? Ve eğer renkler, fiziksel, duygusal, zihinsel ve
ruhsal dünyamızı derinden etkileyebilme gücüne sahiplerse, onları
hayatımıza mutluluk getirmek veya sağlığımızı düzeltmek için
kullanabilir miyiz? Bütün bu soruların cevaplarını öğrenmeye
çalışacağız.


Renklerle tedavi çalışması yapmak isteyen bir kişinin, öncelikle
imgeleme konusunu ve renklerin özelliklerini çok iyi bilmesi şarttır.
Çünkü bir metod olarak renkleri, şakralar üzerinde imgeleyerek, bozulmuş
olan sağlığınıza kavuşabilirsiniz.


İmgeleme:
(İmajinasyon, hayalgücü)

Renklerle tedavi konusuna geçmeden önce öğrenmemiz gereken önemli bir
konu var. İmgeleme. Bütün şifa çalışmalarında imgeleme gücü çok
önemlidir. Renklerle yapılan şifa çalışmalarında da şakraların harekete
geçirilmesi, birçok bilginin ve enerjinin özümsenmesi, madde ortamının
ve duyu ortamının terkedilip, imgeleme gücünün tezahür ettirilmesiyle
sağlanabilir.


İmajinasyon, ruhun yeteneklerinden biridir. Tarif edecek olursak,
herhangi bir şeyin zihinde şekillendirilmesi, resimlendirilmesi
olayıdır. İmajinasyon gücümüz sayesinde ve yeteneklerimiz oranında,
olaylara ve maddeye hakim olabiliriz. Ruh bir şeyi biçimlendirmek
istediği zaman, onu, imajinasyon yeteneğinin yardımı ile yapar. İmajine
edilen şey veya obje, fizik planda kendini göstermeden önce astral
planda oluşur. İmajinasyonda ön planda olan şey, kendi duyularımızdan
kopup, duyular ötesine geçmektir.


İnsandaki imajinasyon yeteneği, insanın tasarım halinde bulunan
düşüncelerinin uygulamasına yarar. Ve herhangi bir isteğin yerine
gelebilmesi için, önce onun iyice tahayyül edilmesi gerekir, yani
zihinde resimlendirilmesi, canlandırılması, adeta elle tutulacak hale
getirilmesi gerekir. Ruhsal istek, ruhsal etki maddelere imajinasyon
yoluyla ulaşır. İradesini ve imajinasyon yeteneğini geliştirmiş bir
insan, sağlığını, huzurunu ve mutluluğunu kısaca bütün hayatını
düzenleyebilir.


Renklerle tedavi


Biliyoruz ki evrende var olan her şey kendine özgü bir titreşime
sahiptir. Renkler de bir ışık frekansının belli orandaki yoğunlaşması
sonucunda ortaya çıkar. Elektromanyetik yelpazeye baktığımızda,
yelpazedeki her rengin kendine özgü bir titreşime sahip olduğunu
görürüz. Aynı şekilde, insan vücudundaki hücre, organ, kas ve kemik de
belirli bir frekansla titreşir. Bu frekansın değişmesi, hastalığa sebep
olur. Bu değişikliklerin birçok nedeni vardır ama bu nedenlerin en
büyüğü içinde bulunduğumuz ruhsal durumlar ve negatif düşüncelerdir.
(Streslerdir.)


Renkleri tek başına ya da başka bir tedavi yöntemiyle birlikte, beden
titreşimlerini düzeltmek ve sağlığı temin etmek için kullanabiliriz.


Eğer vücudumuzun bir hücresi yanlış bir frekanstaysa, bu durum
elektromanyetik alanı etkiler. Bu hücrenin bulunduğu organ ve bedeni
çevreleyen auramızın da kötü etkilenmesine neden olur. Eğer bir rengin
frekansını kullanarak, bu organın yeniden doğru titreşmesini sağlarsak,
yani hasta olan bölgeye gerekli olan rengi verirsek, değişmiş olan
titreşimi yeniden dengeye kavuşturabiliriz. Çünkü beden, uygun şartlar
altında, her zaman, orijinal yapısını yeniden kazanma eğilimine
sahiptir.


Sağlıklı yaşamanın bir koşulu da, bedendeki renk enerjilerinin uygun bir
denge halinde bulunmasıdır. Bu denge durumunun bozulması hastalığı
doğurur. Renkle tedavi biliminin gayesi, bedendeki renk enerjileri
arasındaki doğal dengeyi yeniden inşa etmek yoluyla hastalıklarla
mücadele etmektir.


Renklerle şakralar arasındaki ilişki


Renkler ve şakralar arasındaki ilişki Kundalini12


Renklerin özelliklerine girmeden önce renklerle şakralar arasındaki
ilişkiden söz etmek istiyorum. Daha öncede söylediğimiz gibi vücudumuzda
7 tane şakra, �enerji merkezi� vardır. Bunların her birinin kendine ait
bir rengi vardır. Yani her bir şakranın, enerji merkezinin kendine ait
bir ana rengi vardır. Fakat bu şakralar diğer renklerden de yardım
alabilirler. Her bir şakranın (enerji merkezinin) kendi rengine ana
renk, yardım aldığı renge de ara renk veya tamamlayıcı renk diyoruz. Ana
ve ara renkler çeşitli nedenlerden dolayı dengesi bozulmuş enerji
merkezlerinin dengeye gelmesinde, birbirleriyle tamamlayıcı unsurlar
oluştururlar.


Herhangi bir tedavide kullanılan ana ve tamamlayıcı renk tablosu şöyledir.


Ana renk � Tamamlayıcı renk

Kırmızı � Turkuaz
Turuncu � Mavi
Sarı � Mor
Yeşil � Eflatun

Renklerin özellikleri


Kırmızı:

Kırmızı, oldukça canlandırıcı bir renktir. Taşıdığı özelliklerle kök
şakrayı harekete geçirir. Kırmızı, sahip olduğu yoğun enerji sebebiyle
fiziksel bedenimize enerji ve canlılık veren bir ışındır. Bedenin
özellikle yapıcı, üretici ve onarıcı fonksiyonlarını düzenler. Bu renk,
üşütmelerde, dolaşım bozukluklarında ve tükürük bezi rahatsızlıklarında
tedavi amacıyla kullanılabilir. Kırmızı, vücut sıcaklığını arttırmak ve
kan dolaşımını hızlandırmak için çok uygun bir renktir. Yorgunluk ve
atalet duygusunu da geçirir. Ama bu renk, intikam, kin, öfke, aşk ve
seks duygularını da harekete geçirebileceği için, çok dikkatli
kullanılmalıdır. Kırmızı, aşırı bir dozda uygulandığı zaman, duygusal
düzensizliklere ve depresyonlara yol açar. Kırmızı ile beraber
tamamlayıcı rengi olan turkuazı da beraberinde kullanmak gerekir. Ayrıca
yüksek tansiyon, bu rengin yoğun olarak varolduğunun bir göstergesidir.

Turuncu:

Turuncu ışın ikinci şakrayı kontrol eder. Bu renk en basit tanımıyla,
neşenin ve bilgeliğin rengidir. İnsanlardaki sosyalleşme duyguları,
turuncu yardımıyla faaliyete geçer. Psikolojik yönden, turuncu ışın
zihinsel bastırmaların ve çekingenliklerin giderilmesinde birebirdir.
Akılcı yaklaşım gerektiren durumlarda, mantal seviyenin yükseltilmesi
açısından büyük faydası dokunabilir. Zihinsel genişlik kazandırdığından,
anlayışı ve hoşgörüyü artırır. Kişinin içinde bulunduğu depresyon ve
duygusal dengesizlik hallerinde de turuncu renk kullanılabilir. Duygusal
kökenli inmelerde olumlu cevap verebilir. Bu rengin beden içinde en
etkin olduğu yer, adele sistemidir. Dalak, pankreas, mide, bağırsak ve
böbrek rahatsızlıklarında turuncu renk tedavi amacıyla kullanılabilir.
Turuncunun aşırı kullanımı, sinir sistemini olumsuz yönde etkiler. Bu
nedenle onun tamamlayıcı rengi olan maviyi de beraberinde kullanmak
gerekir.

Sarı:

Sarının en etkin olduğu bölge, güneş sinirağı adını verdiğimiz üçüncü
şakradır. Bu rengin enerjisi, kişinin zihinsel faaliyetlerini her
yönüyle harekete geçirir. Ayrıca, moral çöküntüsünü ortadan
kaldırabileceği gibi, kişiye yeni bir yaşama sevinci ve gücü
aşılayabilir. Sarının yardımıyla insandaki iyimserlik ve kendine güven
duyguları artar. Karaciğer, mide, bağırsak, sinir zayıflığı
(nevrasteni), deri ile ilgili sorunlar, ve şeker hastalığı durumlarında
sarı ışın kullanımı faydalı olabilir. Kısaca sarı renk ve onun altın
sarısı tonları, hem hayati vücut fonksiyonları, hemde zihin üzerinde
olumlu etkiler yaratır.

Yeşil:

Yeşil ışın, kalp şakrası tarafından emilir ve kalp merkezini kontrol
eder. Dünya üzerinde en çok bulunan renklerden biridir. Yeşil, doğanın,
dengenin, barış ve uyumun rengidir. Yeşil renk sakinleştirici bir
özellik taşıdığı için, enerjimizi dengeler ve şefkat duygularımızı
arttırır. Dostluk, ümit, inanç ve barış duygularının geliştirilmesine
yardımcı olur. Yeşil, kalp rahatsızlıklarında, yüksek tansiyonda, baş
ağrısı ve bitkinlik hallerinde tedavi amacı ile kullanılır. Unutulmaması
gereken bir nokta ise, yeşilin kanser ve tümör gibi hastalıkları
iyileştirmek amacıyla asla kullanılmaması gerektiğidir. Çünkü yeşil renk
her türlü büyümeyi ve ilerlemeyi hızlandırdığı için, bu tür
hastalıkları daha da tehlikeli bir hale getirebilir.

Mavi
:
Mavi, gırtlak şakrasının rengidir. Bu merkez, insanın en gelişkin
kendini ifade etme melekesini idare eder. Mavi, enerji sistemimizi
serinletici ve dinlendirici bir özellik taşır. Vücut enerjilerini
dengeleyerek, etkin bir antiseptik görevi yapar. Vücut ısısında
yükselmeye yol açan enfeksiyonlu hastalıklarla mücadele etmek içinde
kullanılır. Ayrıca solunum sistemini güçlendirip düzene sokar. Bunlardan
başka yüksek tansiyonun düşürülmesi ve çeşitli boğaz sorunlarının
giderilmesi için de mavi renk kullanılır. Astım, suçiçeği, sarılık,
romatizma ve çeşitli çocuk hastalıkları, bu rengin enerjisi yardımıyla
engellenebilir. Şoklar, uykusuzluk ve dönemsel ağrılar içinde
yararlıdır. Ayrıca sezgilerin güçlendirilmesi ve üzüntü duygusunun
giderilmesi için mavi renk çok uygun bir renktir. Mavi rengi fazlaca
kullandığınız zaman ise, kişi melankolik ya da karamsar bir ruh haline
girebilir. Onun için tamamlayıcı rengi olan kırmızı veya turuncu rengi
de beraberinde kullanmak gerekir.

Lacivert
(Çivit mavisi):
Lacivert renk, ruhsal ve fiziksel rahatsızlıkların giderilmesinde çok
etkin bir yere sahiptir. Bu rengin en önemli etki alanları alın şakrası
bölgesinde bulunur. Dolayısıyla da, söz konusu şakrayla bağlantılı tüm
fonksiyonların dengelenmesi ve bir düzene kuvuşturulmasıyla ilgilidir.
Turuncu ışın gibi zihnin genişlik kazanmasına yardımcı olur. Onu
korkulardan ve çekingenliklerden kurtarır. Ayrıca laciverdin yatıştırıcı
ve dinlendirici özelliği de vardır. Bu renk, lenf ve salgı bezleriyle
birlikte, vücuttaki bağışıklık sisteminin güçlenmesini de sağlar. Bu
rengin enerjisi çok iyi bir kan temizleyici olduğu için, vücudun
toksinlerden arınmasını kolaylaştırır. Beynin her iki yarımküresi
arasındaki uyum, yine laciverdin oluşturduğu olumlu etkilerdendir. Bu
renk, yüz ile ilgili (göz, kulak, burun, ağız, sinüslerde) meydana gelen
tüm rahatsızlıkların tedavisinde, rahatlıkla kullanılabilir.

Mor
(Menekşe):
Bu renk, tayfın enerji ışınları içinde en yüksek titreşime sahip
olanıdır. Başın üzerindeki tepe şakrasını kontrol eder. Mor bütün öteki
renklerden farklı olarak, vücudun iskelet yapısını etkiler. Ayrıca
ruhsal ve fiziksel açıdan vücudu toksinlerden arındırıcı, antiseptik
(mikrop kırıcı) bir özelliğe sahiptir. Bu yönüyle de, fiziksel ve ruhsal
dünyamızın enerjileri arasında sağlıklı bir denge kurulmasını
kolaylaştırır. Mor renk enerjisi çeşitli kanser türlerinin tedavisinde
kullanılabilir. Özellikle eklem iltihabı hastalıkları mor renkle
iyileştirilebilir. Ayrıca, bu renk yıpranmış olan sinir sistemi üzerinde
fevkalade teskin edici, yatıştırıcı bir etki yapar. Bu renk ayrıca
ruhsal, sezgisel melekelerin geliştirilmesine yardımcı olarak da
kullanılabilir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Renkler ve şakralar arasındaki ilişki
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Aile-İlişki Danışmanlığı
» Cinsel İlişki ile Geçen Hastalıklar
» Gebelikte Ve Lohusalıkta Cinsel Ilişki
»  mutluluk ile mutsuzluk arasındaki fark
» Sec İle Ripple (XRP) Arasındaki Dava Nedir?

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Paylaşım Türkiye :: Sağlık Bilgisi :: Alternatif Tedavi-
Buraya geçin: