Dünden bugüne fotoğrafçılıkta neler değişti? İşte fotoğrafçılığı kökten değiştiren 11 yenilik.
Fotoğraf
bir sanat, bir araç ya da bazıları için bir hayat. Fotoğrafçılık sadece
bir tuşa basmaktan çok daha fazlası, çünkü bu makineler dünyayı tam
olarak insan gözünün gördüğü gibi görmüyor. İnsan gözü ve arkasındaki
insan zihninde gerçekten o karenin uyandırdıklarını vermek, usta bir
fotoğrafçının sanatıdır. Bu sanatın araçları da yıllar boyunca teknoloji
ile büyük bir değişime uğradı. Karanlık odaların yerini bilgisayar
ekranları ve Photoshop benzeri yazılımlar alırken hangi aşamalardan
geçtik? Gelin birlikte keyifli bir yolculuğa çıkalım.
1. Gümüş
filmler: Dijital çağın nimetleri içerisinde fotoğraf çekmenin
zorluklarını unutmak çok kolaydır. İlk kalıcı fotoğrafı elde etmek için
Joseph Nicéphore Niépce, 8 saat emek harcamıştı. Gümüşün ışık
hassasiyeti ve bromin, klorin ve iodin gibi halojenlerin kimyasal
özellikleri sayesinde üretilen fotoğraf filmleri ve bunların işlendiği
karanlık odalar fotoğrafçılığın temeli oldular.
2. Flaş:
Fotoğrafçılığın önemli parçalarından birisi de ışıktır. İyi bir ışık
yoksa iyi bir fotoğraf çekmek çok zordur. Özellikle karanlık ya da
kapalı mekanlarda güçlü aydınlatma sorununu flaş çözmüştür. İlk başlarda
güçlü aydınlatmalar kullanıldıysa da magnezyum kullanımı gibi denemeler
oldu. Ancak duman ve kül üreten magnezyum çok da pratik değildi. Modern
flaşın atası olan ampullü modeller ancak 1927 yılında ortaya çıktı.
3.
SLR kameralar: SLR kameraların 1884'te icat edildiğini söylesek? Evet
dijitalden çok önceleri ortaya çıkan bir sistem bu. Single Lens Reflex,
yani tek lens hareketi ile çalışan bu kameralar, vizörden bakıldığında
fotoğrafın gerçekten neye benzeyeceğini gösteriyordu. Bu sistem, vizör
ile lens arasında aynalar yerleştirerek, lensten geçen görüntüyü
sunuyor. 1930'ların ilk 35mm modelleriyle popüler oldular.
4.
Otomatik odaklama: 1970'lerin sonunda Leitz tarafından geliştirilen
otomatik odaklama özelliği fotoğrafçılığın seyrini değiştirecekti. SLR
sayesinde mümkün olan bu teknoloji, kamera lensinin içerisindeki
algılayıcıları kullanarak bir manzarayı analiz ediyor ve hangi
bölgelerin keskin, yani odakta olması gerektiğini belirliyordu. Bu
teknoloji, fotoğrafçının işini kolaylaştırıyordu. İlerleyen yıllarda
karmaşık algoritmalar ile aynı kare içerisinde birden çok objeye
odaklanma imkanı geldi. Yüz ve gülümseme tanıma gibi teknolojiler de bu
teknoloji sayesinde geliştirildi.
5. Polaroid: Fotoğrafçılık anı
yakalamak denir ya, işte polariod de kullanıcılara bunu sunarak büyük
bir başarı yakalamıştı. Kendi özel filmlerinin içerisinde hızla
sallandığında fotoğrafı tab eden, yani görünür hale getiren kimyasallar
vardı. Banyo ve baskı masrafı yoktu ama bu özel filmler normal filmlere
göre daha pahalıydı. 1947 yılından dijital fotoğraf çağına kadar
başarıyla devam eden bu markanın önemi günümüzde sona erdi. Ancak bu
süreçte de çok önemli bir yer tuttu.
6. Dijital kamera: Dijital
fotoğraf makineleri oyunun kurallarını kökten değiştiriyorlar. Teknik
gelişmeleri alarak kullanıcı dostu bir ürün haline getiriyorlar. Dijital
fotoğraf makinelerinin getirisi optik açıdan değil, pratik açıdandı.
Film almak, daha sonra çekilen filmleri banyo ettirmeye götürmek ya da
banyo etmek için özel bir oda kurmak zorunda kalmadan direkt baskı
alabilme imkanı sağlıyorlardı. Günümüzde filmin yerini alan hafıza
kartları da oldukça büyük bir depolama alanı sunuyor. LCD ekranlar,
çekilen fotoları anında görüntüleme imkanı sunuyor.
7. Adobe
Photoshop: Fotoğraflar üzerinde yapılan oynamalara günümüzde 'fotoşop'
denmesine sebep olacak kadar işlere damgasını vurmuş bir program:
Photoshop. 1860 yılında bile fotoğraflar üzerinde değişiklik yapmak
mümkündü. Propaganda fotoğrafları, politik oyunlar ve tarihin
değiştirilmesi için kanıtların değiştirilmesi söz konusuydu. Günümüzde
bu iş her evde, her kullanıcı tarafından yapılabiliyor. Apple Macintosh 2
için geliştirilen bu uygulama, günümüzde oldukça standart hale geldi.
Dijital fotoğrafların kalitesini arttırdığı gibi, gerçekdışı manzaralar
yaratmaya da imkan veriyor.
8. İmaj sensörü: Filmli fotoğraf
çekmeyi hala sevenler olsa da günümüzde cep telefonlarından profesyonel
fotoğraf makinelerine kadar pek çok farklı dijital seçenek mevcut.
Herkes her yerde filme ihtiyaç duymadan dijital fotoğraf çekebiliyorsa
bunun sorumlusu imaj sensörleridir. 1951'e kadar dayanan bu teknoloji,
CCD algılayıcılardan CMOS algılayıcılara geçmiştir. Üretimleri kolay ve
ucuzdur.
9. Lityum iyon bataryalar: Otomatik odaklama gibi
özellikler biraz güç tüketiyor. Dahası o geniş LCD ekranları da
unutmayalım. Dijital fotoğraf makinalarının geliştirilmesiyle daha güçlü
bataryalara ihtiyaç duyuldu. Sony, imdada 1991 yılında geliştirdiği
lityum-iyon bataryalarla koştu.
10. Hafıza kartları: İlk dijital
fotoğraf makinalarının en büyük sorunlarından birisi de çekilen
fotoğrafları depolamaktı. Floppy diskler, mikro sabit diskler
denendikten sonra flash hafıza kartları savaşı kazandı. O zamanlar çok
pahalı olan hafıza kartları artık çok ucuz, geniş kapasiteli ve çeşitli.
11. İnternet: İnternet her şeyi değiştirdi. Artık dijital
fotoğraflarımızı, özel günlerimizi ve aile albümlerimizi internet
üzerinden paylaşıyoruz. Flickr gibi hizmetler üzerinden ya da Facebook
gibi sosyal ağlar yardımı ile ister eş-dost-akraba arasında
paylaşıyoruz, ister bütün dünyanın gözleri önüne serebiliyoruz. Enfes
manzara fotoğrafları ya da komik anlar bütün internet kullanıcılarına
hızla ulaşabiliyor. Gezegen çapında ünlü olmak ya da rezil olmak hiç bu
kadar kolay olmamıştı.
