Paylaşım Türkiye
	UNESCO, 2008'i Kaşgarlı Mahmut Yılı ilan etti 212
Paylaşım Türkiye
	UNESCO, 2008'i Kaşgarlı Mahmut Yılı ilan etti 212
Paylaşım Türkiye
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


paylaşım forumu, site ekle, site tanıt, dizin
 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlSite ekleGiriş yap

 

  UNESCO, 2008'i Kaşgarlı Mahmut Yılı ilan etti

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
haso
Yetkingrafiker
haso


BANLANDI
Mesaj Sayısı : 2099
Kayıt tarihi : 02/08/10

Kişi sayfası
Altın Altın: 0
Para Para: 0

	UNESCO, 2008'i Kaşgarlı Mahmut Yılı ilan etti Empty
MesajKonu: UNESCO, 2008'i Kaşgarlı Mahmut Yılı ilan etti   	UNESCO, 2008'i Kaşgarlı Mahmut Yılı ilan etti EmptyC.tesi 14 Ağus. - 3:47

UNESCO, 2008'i 1000. do?um yyly münasebetiyle Ka?garly Mahmut yyly ilan
etti. Bu senenin ilk sözlü?ümüz ve dilbilgisi kitabymyz Divanü
Lûgati't-Türk'ün yazary Ka?garly Mahmut adyna kutlanacak olmasy, Türk
dili ve Türk kültürü açysyndan önemli bir kazanç olarak görülüyor.
Yazyly?y, içeri?i ve tek nüshasynyn bulunu?u bile belgesel filmlere konu
olabilecek Divanü Lûgati't-Türk'ün ve yazary Ka?garly Mahmut'un
ülkemizde ve dünyada tanytymy için Kültür ve Turizm Bakanly?y ile Türk
Dil Kurumu tarafyndan çaly?malar ba?latyldy.



KA?GARLI MAHMUT BYN YA?INDA…








Türk dilinin ilk sözlü?ünü ve Türk kültürünün ilk ansiklopedisini
hazyrlayan Ka?garly Mahmut, 1008 yylynda Kâ?gar'da do?du.Yakyn zamana
kadar do?um tarihi ile ilgili kesin bilgilere ula?ylamayan büyük Türk
Bilgininin hayaty hakkynda yapylan son ara?tyrmalarda do?um tarihinin
1008 yyly oldu?una karar verildi.



Ka?garly Mahmut’un hayaty da eserlerinin serüvenleri de son derece syra
dy?y ve heyecan uyandyracak özellikler ta?yrlar. E?er bu gerçekten ilgi
çekici geli?meler olmasa idi, bugün biz Ka?garly Mahmut’u büyük bilgin
olarak de?il de Baty Karahanly devletinin Hakanlaryndan birisi olarak
kitaplarda okuyacaktyk. Ve belki de o zaman ünvany da “Ka?garly”
olmayacakty.


Ka?garly Mahmut, Türk tarihinin önemli devletlerinden birisi olan
Karahanly Devletinin hanedan sülalesine mensuptur ve Baty Karahanly
Hakanlaryndan Bu?rahan Muhammet Ya?an Tekin’in torunu ve ?ehzade Hüseyin
Emir Tekin’in o?ludur. Bu?rahan Muhammet Ya?an Tekin Baty
Karahanlylaryn Hakany iken 1005 yylynda Do?u Karahanlylaryn Hany Arslan
Hanla sava?my? ve Arslan Hany ele geçirmi?tir.



Ka?garlynyn dedesi Ya?an Tekin, 18 aylyk kysa Hakanlyk döneminden sonra
tahty kendi iste?i ile Ka?garly Mahmut’un babasy Hüseyin Emir Tekin’e
devretmek istemi?tir. Bu devir teslim için büyük ziyafetler hazyrlanmy?
davullar dövülmü?tür. Bu ziyafet syrasynda Ya?an Tekin’in e?lerinden
Hanysy, tahta kendi o?lu Ybrahim’i geçirebilmek için di?er ?ehzadeleri
zehirlemi?tir. Ka?garlynyn Babasy Hüseyin Emir Tekin de zehirlenenler
arasyndadyr. Bu saray darbesinden sonra Ybrahim 1057 yylynda Baty
Karahanlylaryn Hakany olmu?tur. Ka?garly Mahmut ise bu tuzaktan
kendisini kurtararak Baty Karahanly Devletinin topraklaryndan kaçmy?tyr.
Ancak Ybrahim Hanyn adamlary her yerde onu aradyklaryndan o kendisini
gezgin veya bilgin gibi syfatlarla takdim ederek syk syk yer de?i?tirmek
zorunda kalmy?tyr.

Urimçi’de yayynlanan eserlerde Ka?gar’dan 45 km. güney batyda Opal
kasabasynda dünyaya geldi?ini bildirmektedirler. Kyrgyzistan’daki
yayynlarda ise Issyk göl kenarynda bir köyde do?du ve halen köy halkynyn
bu bilgiyi benimseyerek ya?adyklaryny ileri sürmektedir. Bu yyllardyr
süren Ka?garly Mahmut’un Kyrgyzistan’da Barsgang’da my yoksa
imparatorlu?un merkezi Ka?gar’da my do?du?u hakkyndaki tarty?malaryn bir
devamy gibi sürüp gidece?e benzemektedir. Büyük Türk ermi?i Yunus
Emre’nin, Anadolu’nun 40 yerinde makamy olmasynyn güzelli?inde oldu?u
gibi hem Uygur hem de Kyrgyzlaryn Ka?garlyyy sahiplenip ba?yrlaryna
basmalaryny memnuniyetle kar?ylamalyyyz. Bilimse kendi i?ini yapmaya
devam etmeli.

Ka?garly Mahmut, kendi döneminin imkanlary ile çok iyi bir e?itim
gördükten sonra kendisini Türk halklaryny dili ve kültürlerini
incelemelerine adamy?tyr. Bu amaçla Orta Asya'yy boydan boya ?ehir
?ehir, köy köy, oba oba, oymak oymak gezen Ka?garly Mahmut, 30 dan fazla
Türk lehçesini ve özellikle O?uz, Kypçak, Karluk, Bulgar, Argu, Kençe,
U?rak, Yabaku, Peçenek, Çi?il, Suvar, Hakaniye, Tatar, Ba?kurt lehçe ve
a?yzlaryny çok iyi ö?renmi?tir.

Ka?garly Mahmut bu lehçeleri niçin ö?rendi?ini ?u sözlerle
açyklamaktadyr: “ Ben Türklerin, Türkmenlerin, O?uzlaryn, Çi?illerin,
Ya?malaryn, Kyrgyzlaryn ?ehirlerini uzun yyllar ba?tan ba?a dola?tym,
sözlerini topladym, de?i?ik sözlerin özelliklerini ö?rendim. Ben bu
i?leri dil bilmedi?im için de?il aksine bu dillerin en küçük farlaryny
kaydetmek için yaptym.” demektedir. O, yalnyzca kelimeleri de?il;
atasözlerini, ?iirleri, hayat tarzlaryny, kültürlerini Türk felsefesini
yansytacak de?erleri de kayyt altyna almy?tyr.

Ka?garly, 1072-1073 yyllary arasynda hazyrlady?y me?hur kitabyny (Divanü Lügati’t Türk) Abbasi halifesine arma?an etmi?tir.

Divanü Lügati’t Türk, syradan bir kitap, syradan bir sözlük de?ildir. O
Türkçenin sesbilgisi ve yapy bilgisi özelliklerini de göstermektedir.
Madde ba?lary, günümüz anlayy?yna göre, bir sözlük için uzun
sayylabilecek bilgiler ifade etmektedir. Bu sebeple, Divanü Lügati’t
Türk ayny zamanda bir ansiklopedidir de.

Ansiklopedi, bütün bilim dallary ile ilgili bilgileri içeren veya
belirli bir bilgi dalyny kapsamly biçimde inceleyen ba?vuru kayna?y
demek ise, Ka?garlynyn eseri Divanü Lügati’t Türk de Türklükle ilgili
bilgileri kapsamly biçimde ihtiva eden bir ba?vuru kayna?ydyr ve bir
Türklük ansiklopedisidir.

Ansiklopedi kelimesi ilk kez Alman yazar ve derlemeci Paul Scalich’in
1559’da yayynlady?y kitabynyn kapa?ynda yer alyr. Yani Ka?garly’nyn
ya?ady?y dönemde, Batyda da ansiklopedi kavramy yer almamaktadyr. Bu
tarihten önce yayynlanan ansiklopedik eserlere, sözlük deniyordu.
Yyllarca, bizim dilimizin ve kültürümüzün dev ansiklopedisi Divanü
Lügati’t Türk’ü adlandyrdy?ymyz gibi: Sözlük. Divanü Lügati’t Türk’ün
adynda sözlük kelimesinin bulunmasy, onun ansiklopedik niteli?ine zarar
getirmez ve onun bir ansiklopedi, bir uzmanlyk ansiklopedisi oldu?u
gerçe?ini de kapatamaz.

Ansiklopedinin tarifinde de oldu?u gibi, bu tür eserler, ya bütün bilim
dallaryna yönelik genel ansiklopedilerdir veya özel bir alanla kendini
synyrlamy? uzmanlyk ansiklopedileridir. Divanü Lügati’t Türk, konusunu
Türklükle synyrlamy? insanlyk tarihinin ilk uzmanlyk
ansiklopedilerindendir denilse bu yanly? olmaz.

Divanü Lügati’t Türk, sözlük olarak da dünya tarihinin önemli
eserlerindendir. Elbette onun, bugün dünyanyn neresinde olursa olsun,
Türk dili konu?an halklar için kyymeti paha biçilmezdir. Bir dü?ünün
lütfen, Türk dili konu?anlaryn bugün, dü?ünürken konu?urken
kullandyklary kelimelerin bin yyl önceki hallerini bir kitapta topluca
bulabilme imkanlary var. Emin olun bu, ya?ayan dillerden çok azyna nasip
olan bir imkandyr. Ölü bir dil oldu?u için Latinceyi saymazsak,
Yngilizce ve Fransyzca’nyn hazyrlanan ilk sözlü?ü 1480 tarihine kadar
gider. Bu sözlük ise, William Caxton tarafyndan Fransyzca-Yngilizce
sözlük olarak gezginler için hazyrlanmy?tyr. Görülüyor ki, Ka?garly
Mahmut’un eseri Divan-y lügat-it Türk, yalnyzca Türkçe için de?il,
insanlyk tarihi için de kyymetli bir eserdir.


Avrasya Yazarlar Birli?i, Ka?garly
Mahmut’un kayyp eseri olan, Türkçe’nin ilk gramer kitabyny bulana, 1000.
yyl dolayy ile 1000 Cumhuriyet altyny ödül verecek.






Avrasya Yazarlar Birli?i tarafyndan bulunmasy halinde, bulan ki?iye 1000
Cumhuriyet Altyny ödül verilecek olan Ka?garly Mahmut’un di?er önemli
eseri Kitabu Cevahirü’n-Navh fi Lugat it Türkî ise yine dünya tarihinin
ilk dil bilgisi kitaplaryndan birisidir. Bu kitapla Türk dili, ya?ayan
dünya dilleri arasynda gramer çaly?malary en erken ba?layan diller
arasynda yer alyr. Ka?garly Mahmut’un gramer kitabynyn bulunmasy, bugün
Türk lehçeleri arasynda sürüp giden gramer tarty?malaryna bir hakemlik
yapacak ve Türkçenin pek çok tarty?maly konusunun halline imkan
sa?layacaktyr. Ama maalesef, bir zamanlar Divanü Lügati’t Türk’ün adynyn
bilinmesine ra?men kendisinin bilim dünyasynca tanynmamasy gibi bugün
de Ka?garly Mahmut’un Kitabu Cevahirü’n-Navh fi Lugati’t Türkî adly
eseri için ayny durum söz konusudur. Pek çok Türkolog bu kitaby bir
kapaly kütüphanede, bir köy kitaply?ynyn tozlu raflarynda bulmanyn ümidi
ile ya?amy?tyr. Karde? Kalemler Dergisi Genel Yayyn Yönetmeni Ali
Akba?’yn aktardyklaryna göre, Ystanbul Üniversitesi Ö?retim Üyelerinden
Ord. Prof. Re?it Rahmeti Arat da bunlardan birisiydi. O, her Anadolu
gezisine bir gün bir kö?ede Kitabu Cevahirü’n-Navh fi Lugati’t Türk’le
kar?yla?aca?y ümidi ve heyecany ile çykyyordu. Ve asistany genç Ali
Fehmi Karamanlyo?lu’na “ Ali derleme için gitti?imiz köylerin birinde
Kitabu Cevahirü’n-Navh fi Lugati’t Türk’e de rastlaryz bir gün
in?allah!” derken gözlerinin içi gülüyordu.




Divanü Lügati’t Türk Nasyl Bulunmu?tu?






Büyük dil bilgini Ka?garly Mahmut’un Divanü Lugati’t Türk isimli muazzam
eseri, 1910’a kadar adi bilinen, fakat kendisi meçhul bir eserdi. Di?er
bir deyi?le, o zamana de?in, eserin sadece adi vardy, fakat kendisi
ortada yoktu. Eser, bugün bütün dünyada biliniyor, hakkynda makale,
kitap yazylyyor ve üzerinde tarty?malar yapylyyorsa, bunu büyük kitap
a?y?y, ilim ve kültür sevdalysy Ali Emiri Efendi’ye borçluyuz. Ali Emiri
Efendi, Ka?garly Mahmut tarafyndan 1072-1074 yyllarynda Ba?dat’ta
Abbasi Halifesine sunulmak üzere yazylan bu muhte?em eseri, sahaflarda
Divanü Lugati’t Türk oldu?u bilinmeden satylyrken, fark etmi? ve satyn
alarak Türk kültür hayatyna kazandyrmy?tyr. Bu sebeple, Ali Emiri
Efendi’nin isminin, eserin yazary Ka?garly Mahmut ile birlikte her zaman
anylmayy hak etti?ine ?üphe yoktur.



Bundan dolayy, Divanü Lugati’t Türk ile ilgili toplantylarda kendisinden
bahsetmenin bir vefa borcu oldu?u muhakkaktyr. Aslynda, Ali Emiri’nin
kitaby bulu?u ve daha sonra yayynlaty?y romanlara konu olacak güzellikte
ve kültürün, kitabyn önemini somut bir biçimde vurgulayacak olgulara
haizdir. Ziya Gökalp ve Talat Pa?a’nyn kitabyn yayynlanmasyna yaptyklary
katky ise çok ilginçtir. Ayryca Ali Emiri Efendi’nin hayaty, kitaba
verilen de?erin ve kitap okumaya ayrylan zamanlaryn bir hayli azaldy?y
günümüzde, sadece gençlere de?il, hepimize kitap sevgisi konusunda,
örnek te?kil edebilecek ö?elere haizdir.


Ali Emiri Efendi’nin çocuklu?u






1857’de Diyarbakyr’da do?an Ali Emiri Efendi, daha küçüklü?ünden
itibaren okumaya ve ara?tyrmaya meraklyydy. Sekiz on ya?larynda, eski
yapylar üzerindeki yazylary okuyup anlamaya çaly?yyordu. Ayryca ?iiri de
seviyordu. Güçlü bir hafyzaya da sahip olan Ali Emiri, dokuz
ya?yndayken, be? yüzden fazla ?airin ?iirlerinin yer aldy?y Nevadir’ul
Asar isimli eserdeki dört bin beyiti ezberlemi?ti bile. Gençli?inde hat
sanatyyla da me?gul olan Ali Emiri bu konuda oldukça ba?aryly sayylyr.
Çünkü, yazdy?y bazy levhalar Diyarbakyr’da camilere asylmy?ty.




Divanü Lugati’t Türk’ü Bulmasy






Ali Emiri Efendi sahaf Burhan’dan 33 liraya satyn aldy. Ancak, Ne
sahafyn ve ne de eseri satanyn onun Divanü Lügati’t Türk oldu?undan
haberleri yoktu. E?er bunun farkyna varmy? olsalardy, çok daha büyük
mebla?lara satacaklary kesindi. Daha kötüsü, bu eser kitap avcylarynyn
eline geçmi? olsaydy, anynda yurt dy?yna kaçyryp kar?yly?ynda bir servet
elde etmeleri mümkündü.



Ali Emiri Efendi böyle bir esere malik oldu?u için tarif edilemez bir
mutluluk içindeydi. Çünkü, bu kitap Osmanly ulemasynyn asyrlardyr
pe?inde ko?tu?u “Divanü Lugati’t Türk”ün ta kendisiydi. Bir ba?ka
nüshasy dünyada yoktu.

Ali Emiri Efendi kitaby satyn aldy?ynda duydu?u sevincini ?u ?ekilde
dile getirir: “Bu kitaby aldym; eve geldim. Yeme?i içme?i unuttum... Bu
kitaby sahaf Burhan 33 liraya satty. Fakat ben bunu birkaç misli
a?yrly?yndaki elmaslara, zümrütlere de?i?mem.

Büyük bir co?ku içinde olan Ali Emiri Efendi kitabyny kimseye göstermek
istemedi. Hem kitaby kyskanyyor ve hem de kaybolmasyndan endi?e
ediyordu. Devrin ünlü simalary Ziya Gökalp ve Fuad Köprülü gibi
?ahyslar, Ali Emiri Efendi’nin Divanü Lügati’t Türk’ü buldu?unu i?itmi?
ve görmek istemi?lerse de Ali Emiri Efendi onlary kitaba
yana?tyrmamy?ty; Kitabi sadece çok güvendi?i Kilisli Ryfat Efendi’ye
gösteriyordu.

Ali Emiri Efendi satyn aldy?ynda, kitap hyrpalanmy? ve yypranmy? bir
vaziyetteydi. ?irazeleri çözülmü?, formalary da?ylmy?, sayfalary
birbirine kary?my? ve numaralary da yoktu. Bu sebeple kitabyn eksik mi,
tam my oldu?u belli de?ildi. Ali Emiri Efendi bunun tespitini Kilisli
Ryfat Efendi’ye yaptyrdy. Kilisli Ryfat Efendi, iki ay müddetle kitaby
üç kere okudu. Sonunda belli olmu?tu eser tamdy. Kilisli Ryfat Efendi
kary?my? sayfalary yerli yerine koydu ve numaralandyrdy. Ali Emiri
Efendi bu hizmeti kar?yly?ynda, Kilisli Ryfat Efendi’ye bir evini hediye
etmek istediyse de kabul ettiremedi. Kilisli Ryfat Efendi, e?er illa
kendisine bir mükafat verecekse, kitaby yayynlamasynyn yeterli olaca?yny
söyledi.


Divanü Lügati’t Türk’ün ne?ri






Ancak Ali Emiri Efendi kitaby hemen yayynlatmak istemedi. Kitabyn
ne?rini en çok da Ziya Gökalp istiyordu. Kilisli Ryfat Efendi’ye ?unlary
söyleyip duruyordu: “Ryfat ben sevda bilmezdim. Fakat bu kitaba
tutuldum. Görmek için ne yaptymsa olmady. ?u kadar var ki, cezmettim bu
kitaby hem almaly, hem ne?retmeliyiz. Bu hazinenin anahtarlary senin
elindedir. Gel, bana yardym et. ?u kitaby kurtaralym. Bütün Türklere
arma?anymyz olsun. Haydi bana çaresini söyle!”



Gerçekten de Kilisli Ryfat Efendi çareyi biliyordu. Çare, Sadrazam Talat
Pa?a’nyn devreye girip Ali Emiri Efendi’den kitaby ne?retmesini rica
etmesiydi. Ama nasyl olacakty? Talat Pa?a, bunun için Ali Emiri
Efendi’yi Babyali’ye ça?yrsa olmazdy veya Ali Emiri Efendi’nin evine
gitse yine olmazdy. Bunun için yalnyzca bir yol vardy. Ali Emiri
Efendi’nin çok yakyn dostu ve syk syk görü?tü?ü Adliye Nazyry Ybrahim
Bey’in evine yeme?e ça?rylmasy ve yemekler yendikten sonra Talat
Pa?a’nyn arkada?laryyla tesadüfen Ybrahim Bey’in evine ziyarete gelmesi
ve orada Ali Emiri Efendi’ye iltifatlar ettikten sonra, kitabyn basymyna
izin vermesini rica etmesiydi. Ancak, böyle bir ?eyi Sadrazam Talat
Pa?a kabul eder miydi? Ziya Gökalp, Yttihat ve Terakki’nin merkez
azasyndan yakyn dostu Talat Pa?a’yy buna ikna edebilece?ini söyledi.

Böylece, plan tatbik edildi. Tany?tyrmada misafirler Emiri adini
duyunca, ba?ta Talat Pa?a olmak üzere birden aya?a kalktylar, ilk önce
Talat Pa?a Emiri’ye do?ru yürüyerek yanyna geldi ve “Hay üstad-y
muhterem, mübarek elinizi öpmekle kesb-i ?eref etmek isterim. Müsaade
buyurunuz” dedi. Elini tekrar tekrar öptü. Sonra ötekiler de syrayla
öptü. Ali Emiri Efendi bu sahneyi daha sonra dostlaryna anlatyrken “ben o
gece belki 33 kere esta?furullah çektim. Ben isti?far ettikçe, onlaryn
a?ky artyyor, elimi ete?imi öpmek istiyorlardy. Bu merasimden sonra,
hiçbirisi oturmady. Ayak üstünde durarak el ba?ladylar. Durdular. Adeta
kendimi Kanuni Sultan Süleyman zannediyor, hem de onlaryn bu edibane
vaziyetlerinden sykylyyor, rica ederim, istirahat buyurun diyordum
Nihayet oturdular. Benden müsaade alarak tarihe, edebiyata dair bir
?eyler sordular. Ben de anlattym. Te?ekkürlerin bini bir para...”

Bundan sonra, Talat Pa?a Divanü Lügati’t Türk hakkynda bilgi rica etti.
Ali Emiri Efendi malumat verdikten sonra Talat Pa?a aya?a kalkarak bu
muhte?em eseri yayynlanmasyna izin vermesini istedi. Ali Emiri Efendi
?artly olarak kabul etti. Ali Emiri Efendi öne sürdü?ü ?arta göre,
kitaby yayyna Kilisli Ryfat Efendi hazyrlayacakty. Talat Pa?a onun
?artyny memnuniyetle kabul etti ve ayryca kendisine yüksek bir memuriyet
teklif etti. Ancak, Ali Emiri Efendi reddetti.


Dîvân ü Lügati't Türk Sadakasy






Kitabyn ne?ir çaly?malary ba?lar ba?lamaz, Talat Pa?a Ali Emiri
Efendi'ye 300 lira hediye gönderdi. Ali Emiri Efendi bu hediyeyi kabul
etmeyerek ?unlary söyledi: "Lütfunuza, kadir?inasly?ynyza te?ekkür
ederim. Fakat parayy kabul edemem. Çünkü, kabul edersem, vatanî, millî
bir ufacyk hizmet mukabilinde para almy? olaca?ym. Bu ise vicdanyma a?yr
gelen bir ?eydir. Bundan dolayy, size te?ekkür ile beraber parayy da
iade ediyorum. Siz parayy muhtaç olan birkaç namuslu aileye
da?ytyrsanyz, ben size müte?ekkir kalaca?ym gibi Cenab-y Hakk da memnun
olur. Bu sadakanyn ady da Dîvân ü Lügati’t Türk sadakasy olsun"




Kilisli Ryfat Efendi'nin kitaba gösterdi?i muazzam özen






Kilisli Ryfat Efendi (Ryfat Bilge) kitaby yayynlamak için aldy. Almasyna
aldy, ama kitaby koyacak bir yer bulamady. Kitaby kaybetmekten müthi?
endi?e duyuyor, emniyetli bir yer bulmak için çyrpynyyordu. Önce umumi
kütüphaneye götürdü. Müdür, ?iddetle itiraz etti: "Yüzlerce okuyucu
gelip gidiyor. Biri alyp giderse, ben ne yaparym, alamam." dedi. Bunun
üzerine Vefa Okulu'na götürdü Okulun demir kasasy vardy. Müdür Akif Bey,
aman aman diyerek mesuliyeti kabul etmek istemedi. Oradan Maarif
muhasebecisine gitti. Muhasebeci Sytky Bey de demir kasasyna koymayy
kabul etmedi. Matbaa-i Amire'nin kasasyna koymak istedi Müdür Hamit Bey,
"Ne söylüyorsun. Bizim matbaa ah?aptyr. Bir yangyn olur da, kitap
yanarsa beni astyracak mysyn? Kabul etmem, ne yaparsan yap." dedi.




Sonunda bir çanta içinde evde saklamak zorunda kaldy. Duvara koca bir
çivi çakarak oraya asty. Çocuklaryny devamly surette nöbete dikti.
Yangyn halinde önce bu çantanyn kurtarylmasyny istedi. Geceleri ise
çantayy yasty?ynyn altyna koyarak yatty. Bir buçuk yylda kitabyn basymy
tamamlandy.




Kilisli Ryfat Efendi'nin elyazmasyndan matbaa için hazyrlady?y
defterler, günümüze ula?my?tyr. Millet Kütüphanesi'nin emekli
müdürlerinden Mehmet Serhan Taysi, bu defterleri iki cilt halinde
ciltlenmi? bir biçimde Arkeoloji Müzesi Kütüphanesi'nde gördü?ünü
söylemektedir. Onun fikrine göre, Matbaa-i Amire'nin o dönemdeki
sorumlulary, bu defterlere tarihi önem arz etmi?ler ve ciltleyerek
kütüphaneye teslim etmi? olmalydyrlar Böylece, büyük bir duyarlylyk
örne?i sergilemi?lerdir.




Dîvân ü Lügati’t Türk için en veciz de?erlendirmelerden birini yine Ali Emiri Efendi yapmy?tyr:



"Bu kitap de?il, Türkistan ülkesidir. Türkistan de?il bütün cihandyr.
Türklük, Türk dili bu kitap sayesinde ba?ka revnak kazanacak." Bir ba?ka
sözünde de "Türk dilinde ?imdiye kadar bunun gibi bir kitap
yazylmamy?tyr. Bundan sonra da yazylamaz. Bu kitaba hakiki kyymeti
verilmek lazym gelse, cihanyn hazineleri kafi gelmez." demi?tir.


Ali Emiri Efendi, kitaplaryny milletine ba?y?lyyor






Ali Emiri bütün hayaty boyunca büyük fedakarlyklarla toplady?y çok
kyymetli el yazmasy kitap ve vesikalary kar?ylyksyz olarak milletine
arma?an etmi?tir. Bunun için Fatihteki Feyzullah Efendi Medresesi'ni
kütüphaneye çevirtmi? ve kitaplaryny buraya ba?y?lamy?tyr. Bütün
ysrarlara ra?men kütüphaneye kendi adynyn verilmesini reddetmi? ve
kütüphanenin adynyn "Millet Kütüphanesi" olmasyny istemi?tir. Bu, onun
milletine hizmet a?kynyn en somut bir göstergesidir.




Bugün bile yüzlerce ki?inin her gün ziyaret etti?i bu kütüphaneyi Ali
Emiri, 4.500'ü el yazmasy, 12 bin kadary matbu toplam 16.500 kitaby
ba?y?layarak kurmu?tur. Bu kitaplar arasynda çok kyymetli kitap ve
vesikalar mevcuttur. Dîvân ü Lügati’t Türk de onlardan biridir.
Zamanynda Macar Ylimler Akademisi Dîvân ü Lügati’t Türk satyn almak için
10 bin altyn teklif etti?inde, Ali Emiri Efendi hiç tereddüt etmeden
reddetmi? ve ?u cevaby vermi?ti: "Ben kitaplarymy milletim için
topladym. Dünyanyn bütün altynlaryny önüme koysalar, de?il böyle bir
kitaby, herhangi bir kitabymyn tek bir sayfasyny dahi satmam."




Buna benzer ve hatta daha cazip ba?ka bir satyn alma teklifi de Fransa'
dan geldi. Fransyzlar Ali Emiri Efendi'ye tüm kitaplary için 30 bin
altyn ve ayryca onun adyna Paris'te bir kütüphane, yüksek maa?,
kendisine özel hizmetkarlar teklif ettiler. Ali Emiri Efendi bunu da
?iddetle reddetti.




Milletinin kültür mirasynyn korunmasynda böylesine çok büyük
hassasiyetler gösteren, her türlü maddi menfaatleri elinin tersiyle hiç
dü?ünmeden iten Ali Emiri Efendi. üç gün süren hastalyktan sonra, 23
Ocak 1924'te Fransyz Hastanesinde vefat etti. Mezary, Fatih Türbesi
avlusundadyr. Kendisini Ka?garly Mahmut’un do?umunun 1000. yyly
vesilesiyle rahmetle anyyoruz. Mekany cennet olsun! Milletine
kar?ylyksyz hizmet eden Ali Emiri Efendi'yi de milleti sonsuza dek
unutulmayacaktyr.




Ykinci Basky Macaristan' da






Dîvân ü Lügati’t Türk'ün bulunmasy ile birlikte kitaby elde etmeye
çaly?an Macarlar, bu ilgilerini Kilisli baskysyndan sonra da devam
ettirerek bu büyük eseri dillerine hemen aktardylar. Karl Brokkelmann,
1928' de Macaristan Bilimler Akademisinin deste?i ile Dîvân ü Lügati’t
Türk'ü yayynlady.





Türkiye Cumhuriyeti de Eserin Üzerine Titredi




Cumhuriyetin kurulu?unun ardyndan Dîvân ü Lügati’t Türk tercümesi
meselesi, sürekli gündemde olan bir mesele oldu. 1932 yylynda toplanan
1. Türk Dili Kurultayynda, Dîvân ü Lügati’t Türk'le ilgili olarak özel
karar alyndy ve tercüme çaly?malary için 2500 lira bütçe ayryldy. Besim
Atalay'yn çaly?malarynyn ilk cildi 1939' da, ikinci cildi 1940' ta,
üçüncü cildi 1941' de indeksi ise 1942 yylynda yayynlandy.




Dîvân ü Lügati’t Türk ?ehitleri






Ali Emiri Efendinin "Bu kitap de?il. Türkistan ülkesidir. Türkistan
de?il. Bütün cihandyr" dedi?i Dîvân ü Lügati’t Türk'ün de?i?ik Türk
lehçelerinde yayynlanmasy bilim adamlaryny ve aydynlary
heyecanlandyrmaktaydy. Türk Dünyasynyn her kö?esinden bu büyük kitaba
yo?un ilgi vardy.



Dîvân ü Lügati’t Türk'ün varly?ynyn bilinmesinin Türk kökenli halklaryn
moral dünyasyna yapaca?y katky, onlara kazandyraca?y özgüven, maalesef.
bazy yönetimlerin yapay paradigmalaryny tek ba?yna parçalayabilecek
güçte idi. Örne?in kendi dilinin Dîvân ü Lügati’t Türk gibi bir büyük
varly?a sahip oldu?unu bilen Kafkasyaly, Orta Asyaly veya Sibiryaly bir
gence, "yüksek Rus dilini" kayytsyz ?artsyz kabul ettirebilmek eskisi
kadar kolay olmayacakty.

Ka?garly Mahmut’un Karahanly sarayynda komplo ve deh?etle ba?layan
serüveni, adeta eseri üzerinden bir kadermi?çesine devam edecektir.
Dîvân ü Lügati’t Türk'ün Türk Dünyasynda ilk tercüme giri?imi,
Azerbaycan'da olmu?tur. Sovyet Bilimler Akademisi'nin Azerbaycan ?ubesi,
bu i? için Halid Said Hocayev'i görevlendirir. Hocayev, 1935-37
yyllarynda bu görevi tamamlar. Fakat ba?arysynyn mükafaty, ölüm olur.
Hocayev, ilk Divan ?ehitlerinden olur. Aziz hatyrasy önünde saygyyla
e?iliyoruz.

Ylk ?ehitlerden olur, diyoruz; çünkü 1937 yyly bu kez Uygurlardan
?ehitler alyr. Me?hur Uygur ?airi Kutluk ?evki ve e?itimci ?air Muhammed
Ali Dîvân ü Lügati’t Türk'ü Uygurcaya tercüme ettikleri için ?ehit
edilirler ve bütün çaly?malary yakylyr. Kutluk ?evki, hac yolculu?u
syrasynda u?rady?y Ystanbul' dan Kilisli baskysyny alarak ülkesine
götürmü?tür. Bilim dünyasyna hizmet için giri?tikleri i?, kendi
sonlaryny hazyrlar.

Ancak Kutluk ?evki ve Muhammed Ali'nin ?ehit edili?leri, Dîvân ü Lügati’t Türk ?ehitleri kervanynyn yalnyzca ba?langycydyr.

Uygurlar, 1944 yylynda ?arki Türkistan Devletini kurduklarynda, ilk i?
olarak Dîvân ü Lügati’t Türk'ün tercümesi i?ine giri?irler. Bu i? için
me?hur alim Ysmail Damollam görevlendirilir. Birinci cildin tercümesi
tamamlanmy?tyr ki. Rusya ile Çin anla?arak ?arki Türkistan Devleti
ortadan kaldyrylyr ve Ysmail Damollam ?ehit edilir. Divan tercümeleri
yakylyr.

?ehitler kervany burada da bitmez: ?arki Türkistanyn Kyzyl Çin
tarafyndan i?gal edilmesinden sonra Uygur bölgesinde Sinjang Özerk
Yönetimi kurulur. Ka?gar bölgesinin Valisi Seyfulla Seyfullin, maddi
kaynak da ayyrarak tanynmy? ?air ve tarihçi Ahmed Ziyaî’yi Dîvân ü
Lügati’t Türk'ün tercümesi için resmen görevlendirir. 1952-54 yyllary
arasynda Divanyn tercümesi tamamlanyr ve Pekin' e basylmasy için
gönderilir. Baskynyn giderleri de Ka?gar valili?i bütçe?inden
ayrylmy?tyr. Ancak Pekin "kar?y devrimcilik ve milliyetçilik"
suçlamalary ile Ahmet Ziyaî’yi 20 yyl a?yr hapse mahkum eder ve Ziyaî
cezaevinde Divan ?ehitleri kervanyna katylyr. Divanyn bütün tercümeleri
de yakylyr.

Uygurlar, yylmazlar; di?er bir tercüme giri?imi de 1960-63 yyllarynda,
Çin Ylimler Akademisi ?incang Bölümü Müdür Yardymcysy Uygur Sayrami
tarafyndan hayata geçirilir. Fakat bu tercümenin metinleri de yakylyr.

Uygurlaryn Divan'a meraky bütün bu olanlara ra?men azalmamakta aksine
artmaktadyr. Halkyn ve aydynlaryn yo?un iste?i ile Dîvân ü Lügati’t Türk
Ybrahim Muti'in yönetiminde Abdusselam Abbas, Abdurrahim Ötkür,
Abdurrahim Habibulla, Abdulre?it Kerim Sait, Abdulhamit Yusufi, Halim
Salih, Hacy Nur Hacy, Osman Muhammed Niyaz, Emin Tursun, Sabit Ruzi,
Muhammet Emin ve Mirsultan Osmanov'dan olu?an 12 ki?ilik komisyon
tarafyndan tercüme edilir. Bu tercüme ile Divan, ardynda ?ehitler
byrakarak 1981-84 yyllarynda Urimçi'de 3 cilt halinde ve 10 bin trajla
basylyr.


Özbekistan' da Divan'a Verilen Önem






Özbekistan Maveraünnehir kültür birikiminin devam etti?i ülkedir. Bu
büyük kültür birikimiyle Özbek aydynlary Dîvân ü Lügati’t Türk'ün
önemini ve ayny zamanda Sovyet kültür paradigmasyny tek ba?yna
parçalayabilecek bu büyük eseri yayynlamaya kalkanlara kar?y yönetimin
neler yapabilece?ini gayet iyi de?erlendiriyorlardy. Y?te bu ortamda
Özbek dehasy kendini gösterir:



Özbekistan Ylimler Akademisinin tüm dil ve edebiyat bilim adamlarynyn
ortak karary ile Dîvân ü Lügati’t Türk'ün tercüme karary alynyr. Pu?kin
Dil ve Edebiyat Enstitüsü ve Ebu Reyhan Biruni ?ark?inaslyk
Enstitülerinin akademik kurullary ortak bir toplantyyla bu karary
alyrlar. Böylelikle tercüme i?leri için gelecek tepkileri bütün bilim
adamlary ortakla?a gö?üsleyeceklerini ve bu i? için kararlylyk
derecelerini göstermi? oluyorlardy.

Kurul Salih Mütelibov'u bu i? için görevlendirir ve Dîvân ü Lügati’t
Türk'ün ilk cildi "Türki Sözler Divany" adyyla 1960 yylynda yayynlanyr.
Di?er ciltler 1960, 1963 ve 1967 yyllarynda yayynlanyr. Son cildi
Mütelibov, Kani Abdurrahmaonov'la birlikte hazyrlar. Özbek ilim
dünyasynyn Divana gösterdi?i saygy bununla bitmez. Dîvân ü Lügati’t
Türk'ü Özbekçeye kazandyran Salih Mütelibov, yine Pu?kin ve Biruni
Enstitülerinin akademik kurullarynyn ortak karary ile filoloji bilimleri
doktoru unvany ile taltif edilir. Bu durum da modern bilim tarihinde
ender rastlanan bir haldir. Özbek ilim dünyasynyn aldy?y bu karar,
onlaryn divana ne kadar önem verdiklerinin bir ba?ka göstergesi
olmu?tur.


Kazakistan' da Devlet Ba?kany Nursultan Nazarbayev'in Önsözü






Dîvân ü Lügati’t Türk'ün Kazak diline tercümesinin yapylabilmesi için
ba?ymsyzly?yn gelmesi beklenmi?tir. 1997-98 yyllarynda Asker Egeubay
tarafyndan üç cilt halinde yayynlanan esere Kazakistan'yn bilge Devlet
Ba?kany Nursultan Nazarbay'ev uzun bir önsöz yazarak burada, Dîvân ü
Lügati’t Türk gibi eserlerin milli kültür ve milli ?uurun geli?mesinde
oynadyklary müstesna rolü vurgulamy?tyr.




Azerbaycan da Ba?ymsyzly?y Bekledi






Ylk Dîvân ü Lügati’t Türk ?ehidini veren Azerbaycan' da eserin
yayynlanabilmesi için yine ba?ymsyzlyk yylaryny beklemek gerekti. 2006
yylynda büyük ara?tyrmacy Ramis Asker tarafyndan yayyna hazyrlanan Dîvân
ü Lügati’t Türk. Türkiye Cumhurba?kanlaryndan Süleyman Demirel' in öz
sözü ile yayynlandy. Azerbaycan kültür ve edebiyat adamalarynca sevinçle
kar?ylanan Asker'in tercümesi için Azerbaycan Yazarlar Birli?i Ba?kany
Anar, "Medeniyetimizin Büyük Bayramy" ba?lykly yazysyyla selamlady.
Divan'yn Azerbaycan'da yayynlanmasy Türkiye'de de yanky buldu ve Avrasya
Yazarlar Birli?i Ramis Asker'e Türk kültüre yapty?y büyük hizmetten
dolayy ?ükran plaketi verdi.




Yngilizce Baskylary






Dîvân ü Lügati’t Türk'ün ilk Yngilizce tercümesi Gerard Klauson
tarafyndan 1972 yylynda yayynlandy. Ykinci tercüme ise Robert Dankoff'un
tercümesi ile 1982-85 yylynda Chicago' da yayynlandy. Bu baskynyn
redaksiyonunu ?inasi Tekin ve Gönül Alpay tarafyndan yapyldy.




Çince Tercümesi






Dîvân ü Lügati’t Türk'ün yayynlanmasy için ?ehitler veren Uygurlar 2002
yylynda Alimcan Said'in redaktörlü?ü ile Xe Iuy, Hin Y. Syaao Cuni ve
Lyu Çzintszya'nyn tercümesi ile Pekin'de yayynlamayy ba?ardylar.




Farsça Tercümesi






Dîvân ü Lügati’t Türk'ün Farsça tercümesi ise 2004 yylynda Hüseyin
Düzgün tarafyndan yayynlanmy?tyr. Farsça tercüme Düzgün'ün yapty?y ilmi
tahlillerle zenginle?mi? en iyi baskylaryndan biri olmu?tur.




Ystanbul' da Yeni Baskysy






Seçki Erdi ve Serap Tu?ba Yurtseverin hazyrladyklary yeni basky Kabalcy
yayynlary arasyndan 2005 yylynda yayynlanmy?tyr. Bu çaly?ma Dîvân ü
Lügati’t Türk'ün yeni Türkçe ile okuyucuya ula?masy bakymyndan önemli
oldu?u gibi özel bir yayynevi tarafyndan yayynlanmasyyla da ayryca
dikkate de?erdir.



kaynaklar:

www.kasgarlimahmud.org



www.zaman.com.tr
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
UNESCO, 2008'i Kaşgarlı Mahmut Yılı ilan etti
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» ilanversitesi.com adlı ilan sitesi ile ücretsiz ilan ver
» Hüzün Yılı (Nübüvvetin 10.Yılı)
» İlan Yayınla ve İlan İncele
» Emlak emlak ilan emlak ilanları arama motoru oto ilan
» Manisa Mesir Macunu Unesco yolunda

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Paylaşım Türkiye :: Genel Kültür :: Türk Dili-
Buraya geçin: