Ben anadoluyum; hazan mevsiminde harman yerlerinde harmanladım sevdamı, nadasa bırakmadım yüreğimi,
sevgiler hep yeşersin diye.
Ben anadoluyum; benliğimde, özümde hep sadakat vardır, toprağın canları sardığı gibi, güneşin şefkatini
yaydığı gibi.
Ben anadoluyum; umutlu ve hırslı bir şubat ayında karda açan kardelen misali, gizli sevdaların yaşandığı
yüreklerde çarpan bir umut gibi.
Ben anadoluyum; vakur ve dimdik. Benliğinde fırtınalar kopan, dağlarında yeşeren mis kokulu yarpuzlar gibi
sade ve hoş kokulu.
Ben anadoluyum; ıssız limanlarda demirlemiş bir yelken gibi, uzak diyarlara doğru esen bir ılık bahar meltemi
gibi hafif ve gizemli.
Ben anadoluyum; ocaklarında ümit pişen, sevgi saçılan, bahçelerinde barış ümitleri yeşeren, gözlerinde
buğulu ve mutlu bir yaşam özlemi.
Ben anadoluyum; şiirlerinde aşkı sevdayı ve özlemi anlatan, bir serçe yuvası kadar mütevazı, bir şahin bakışı
misali, cesur ve korkusuz.
Ben anadoluyum; nisanda yağan amansız yağmur gibi bereketli, hazanda işlenen bir buğday tanesi kadar
kutsal ve doyurucu.
Ben anadoluyum; bir ucu yanık aşk mektuplarında bahsi geçen yanık sevdalar kadar acılı ve kaygılı,
suya hasret toprak gibi kızgın ve şefkatli.
Ben anadoluyum; benliğinde fırtınalar kopan, yüreğinde sevdalar yeşeren, umut ekip sevda biçen.
Ben anadoludan geldim, anadolu gibi yaşıyorum ve anadolunun engin bağrında ölmek istiyorum.
BEN ANADOLUYUM ……!