İki dudağımın arasındaki türkümsün
Memleketim seni özlüyor
Tenim sen kokuyor
Nerdesin en beyaz uykum
Nereye baksam lügatsız kalıyorum
Dolduruyorum kadehe hasreti
Bir kadehin dibine vuruyorum
Bir nikotinin dibine…
Sensiz bu şehrin vitrininden bakıyorum
Konuşsam kana boyanır dudaklarım
Gırtlama kadar günah kokarım
Düşer ellerim
Geriye bir virane gözlerim kalır.
Yüreğime gömdüğüm dizesin
Sabahın ilk sisinde
Uyandığım bembeyaz bir uykum
Ve ben ne zaman hatırlasam
Gözlerimdeki hayalin geride bıraktıklarından
Bir rakım daha uzaklaşıyor.
Sen bütün mevsimlerin gönderdiği bir mektupsun
Her mevsim bir aşk taşıyor
Takvim yaprakları arasındaki geniş bir lekesin
Zulamda sakladığım bir mühür
Gözlerimde konuşan yüreğimde yakan
Zalimsin!
Ufkundan umut yerine alev yağar
Çiğerlerime batan bir kaktüssün
İkramından yoksun eden bir yağmursun
Onun için mi attın üstüme inci tanelerini
Gel anlat bana bu gizli aşkın mealini
Gökyüzünde suretin şahlanıyorum
Baktıkça yıldızlar çoğalır
Baktığın her yıldızı üzerime çekiyorum
Perçemindeki her sancı acıtır beni
Ve ben sana varana kadar bu acının lisanı değişir
Yağmurla beslenmiş bir aşığım
Toprak yastığım gökyüzü yorganım
Ne kadar umut beslesem dağılır gecelerim
Toplayamam
İstikbalime baktıkça titrerim
Ben acıları hayatımda düren bir şair
Ben aşk deryasında bir kaptan
Ne ilkim ne de sonuncuyum
Ve unutma sen yaşadıkça ben öksüz kalıyorum