Paylaşım Türkiye
Apandisit Nedir? 212
Paylaşım Türkiye
Apandisit Nedir? 212
Paylaşım Türkiye
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


paylaşım forumu, site ekle, site tanıt, dizin
 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlSite ekleGiriş yap

 

 Apandisit Nedir?

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
haso
Yetkingrafiker
haso


BANLANDI
Mesaj Sayısı : 2099
Kayıt tarihi : 02/08/10

Kişi sayfası
Altın Altın: 0
Para Para: 0

Apandisit Nedir? Empty
MesajKonu: Apandisit Nedir?   Apandisit Nedir? EmptySalı 10 Ağus. - 15:00

Körbağırsağın apandis denen solucansı uzantısının
iltihaplanması apandisit olarak bilinir. Çok sık rastlanan ve özellikle
yetersiz tedavi sonucu yol açacağı tehlikeli komplikasyonlardan ötürü
korkulan bir hastalıktır. Günümüzdeki antibiyotik olanaklarına karşın bu
ikincil hastalıkların en ağın peritonit yani karın zarı iltihabıdır.

Apandis içinden besinlerin geçmediği küçük bir bağırsak çıkıntısıdır.
Hareketli ve esnek bir boru biçiminde olan bu çıkıntı kalınbağırsağın
başlangıç bölümü olan körbağırsağa, incebağırsakla birleşme yerinin
hemen gerisinde bağlanır. Genellikle eğik biçimde gövde ek-senine doğru
uzanır. Bu normal konumunun dışında leğen içine, karaciğer al-tına ya da
sol böğüre doğru da yerleşebilir. Alışılmış yerinin dışında bulunan
apandisin iltihaplanması, belirtileri değerlendirmede ve hastalığın
tanışım koymada güçlükler yaratır.
Apandisin anatomik yapısında üç katman göze çarpar. Dış yüzeyi seröz
(sıvı içeren) bir zar örter. Bunun altında kas katmanı ve en içte de
lenf dokusunca zengin, girintili çıkıntılı bir mukoza yer alır. Lenf
dokusunun bolluğundan ötürü apandise "bağırsak bademciği" de denir.

HASTALIĞIN NEDENLERİ

Apandisin iç boşluğu çok dardır. Bağırsak florasında bulunan bütün
mikroorganizmalar burada da yaşar. Apandis genellikle bu mikroplara
karşı yeterince dirençlidir. Ama bazen çoğalan mikroplar hastalık yapıcı
özellik kazanır. Böylece apandisin iltihaplanma süreci başlar.

Mikropların hastalık yapıcı özellik kazanmalarım sağlayan en önemli
olay, apandis iç boşluğunun tıkanarak körbağırsakla bağlantısının
zayıflamasıdır. Mikropların burada durağan biçimde kalmasıyla apandis
duvarı iltihaplanır. Tıkanmanın birçok nedeni vardır. Bunlar arasında
yoğun mukus tıkaçları, bağırsak solucanları, apandisin çok uzun olması,
duvarlarında hareketi zorlaştıran köşelerin bulunması ya da kiraz gibi
meyvelerin takılı kalan çekirdekleri sayılabilir.

Apandisit tipleri: Belirtilerin şiddeti ve hastalığın ağırlığı yalnız
apandis iltihabının niteliğine bağlıdır. Akut apandisitin başlıca üç
tipi vardır: Mukuslu, irinli ve kangrenli. Cerrahi uygulamada en sık
mukuslu apandisite rastlanır. Mukus salgısının arttığı bu tipte apandis
iyice iltihaplanmış, gergin ve büyümüştür. Üzerindeki periton ise
alışılmış parlaklığım yitirerek hafif matlaşmıştır. Mukuslu apandisit
hastalığın en hafif tipi olmasına karşın, zamanında müdahale edilmezse
irinli apandisite dönüşebilir. îrinli apandisitte, apandis iç boşluğunda
ve duvarında biriken irin birçok apse odağı oluşturur.

Bu apselerin ülserleşerek apandis dışına açılmasıyla kaçınılmaz olarak
periton iltihabı gelişir. Akut apandisitin irinli tipinde körbağırsak ve
incebağırsak bağlantı bölgesi gibi apandis yakınındaki bağırsak
bölümleri de iltihaplanır. Son olarak, apandis damarlarının pıhtıyla
(tromboz) tıkanması sonucunda kangrenli apandisit gelişir. Başka bir
deyişle, apandise gelen kanın ve dolayısıyla oksijenin azalması, doku
ölümüne (nekroz) ve apandisin bağırsaktan kopmasına yol açar. Kopan
apandisin ve körbağırsağın içindekiler kanın zan boşluğuna yayılınca çok
ağır bir peritonit oluşur.

HASTALIĞIN GİDİŞİ

Hastalık gidişine bırakılırsa, yani tanışı konmaz ya da hasta ameliyata
izin vermezse nasıl bir gelişme gösterir? Bazı iyi huylu olgularda ağrı,
kusma ve ateş birkaç gün içinde kendiliğinden azalır ve hasta o an için
kendini "iyileşmiş" hisseder. Ama "o an" geçicidir, çünkü kolayca
atlatılan bu ilk krizi kaçınılmaz olarak ikincisi izler, îkinci krizin
ortaya çıkış zamanı değişkendir ve arada geçen süre hastalığın
kronikleşmesine yol açacak ölçüde uzayabilir.

Bu iyi huylu olguların dışında bazen de 3. ve 4. günlerde periton
tepkisi gelişir. Bunun sonucu olarak böğür çukurunda elle hissedilen,
sınırlan belirsiz, oval bir kütle belirir (plastron). Yatakta dinlenme,
kama buz koyma ve antibiyotik tedavisiyle plastron birkaç haftada
geriler.Bir başka olasılık da apandisitin yaygın peritonit gibi ağır
hastalık durumuna doğru gelişmesidir. Yaygın kann zan iltihabında
belirtiler çok şiddetlidir; ağrı bütün karında duyulur, kusma sudaşır,
hıçkırma belirir ve ateş 40°C'ye kadar çıkar. Hasta endişeli, sıkıntılı,
solgun, yüz hatları gerilmiş görünür; dudaklar ve özellikle dil
kurumuştur. Acil girişimde bulunulmazsa hasta ölür.

Tanı Yukanda açıklandığı gibi kronik apandisit zor tanınan ve değişken
belirtileriyle safrakesesi iltihabı, mide-onikiparmakbağırsağı ülseri ya
da adneksit gibi hastalıktan andırabilir. Üstelik bu hastalıklann
kronik apandisitle eşzamanlı olarak görülebileceği çeşitli
araştırmacılar tarafından bildirilmiştir. Yalnız klinik verilere
dayanarak tanı koymak kolay değildir. Ama iyileşmiş akut apandisit
olgularinda apandisle ilgili yakınmaların yinelenmesi, kronik apandisit
tanısıni kolaylaştırir.

Başlangıcından beri kronik olan apandisitlerde tanı koymak oldukça
güçtür. Yapılan radyolojik incelemeyle apandisteki yapı değişiklikleri,
çevre dokulara yapışmalar ve iç boşluğun kontrast (radyoopak) madde
verilerek ortaya çıkanlan düzensizlikleri saptanır. Aynca öbür organlar
da bu yöntemle incelenerek belirtilerin düşündürdüğü başka hastalık
olasılıkları dışlanır. Bu veriler kesin kronik apandisit tanışı koymaya
yetmez. Tanıda daha değerli olan ve radyoskopik incelemenin de
destekleyebildiği temel belirti apandis bölgesine basılınca duyulan
ağrıdır.
Bu arada tıpta kronik apandisit tanısı-na hiç yer vermeyen bir görüş de vardır.

TEDAVİ

Hastalığın belirtileri ortaya çıktıktan sonraki ilk sekiz saat içinde
akut apandisit tanışı koymak çoğu kez zordur. Bu nedenle gözetim altına
alınan hastaya ağız yoluyla besin vermekten kaçınmalı ve ishal yapıcı
ilaçlar verilmemelidir. Hasta huzursuzsa yatıştırıcı bir ilaç
verilebilir. Tanı kesinleştikten hemen sonra cerrahi girişim yapılır.
Cerrahi girişimde oldukça sık karşılaşılan bir durum apandisit tanısıyla
açılan hastada apandisin sağlam çıkmasıdır. Bu durumda apandisin gene
de alınması uygundur. Apandisit olgularında yanlış tanıyla sık
karşılaşılması, kuşkulu durumlarda belirtilerin ağırlaşmasın] beklemeden
cerrahi girişim yapma eğiliminden kaynaklanır. Gecikmenin hastanın
yaşamı için büyük tehlike yaratması uzmanları hızlı karar verme-ye iter.

Komplikasyonsuz apandisitten ölme riski binde l'dir; bu oran hastalığın
kangrenli tipinde binde 6'ya, patlamış apandisitte ise binde 50'ye
çıkabilmektedir. Akut apandisiti antibiyotiklerle denetim altında tutmak
da doğru bir uygulama değildir. Çünkü bu hastalık, tıkanmış apandisin
içinde antibiyotiklerin erişemeyeceği bir enfeksiyondur. Ama gene de
cerrahi girişimin gereksiz olduğu ya da uygulanamayacağı olgular vardır.
Örneğin, krizden 3-4 gün sonra geçici iyileşme evresinde he-kime
başvuran hastaya ilk aşamada cerrahi girişim yerine daha yatıştırıcı
yöntemler uygulanır. Yayılmış karın zarı iltihabında ise hastanın genel
durumu denetim altına alınmadan cerrahi girişime başvurulmaz.

Buna karşılık yaygın karın zarı iltihabının çocuklarda cerrahi olmayan
yöntemlerle tedavisi çok daha yüksek ölüm riski yarattığından çocuk
peritonitinde aynı yaklaşım geçerli değildir.
Uzmanlar sık sık karın ağrılarından yakınan, ama kronik apandisit tanışı
kesinleştirilemeyen hastalara cerrahi girişimde bulunma konusunda artık
çok daha dikkatli davranmaktadırlar. Bu yeni yaklaşım, sürekli karın
ağrılarından yakınan çocuklarım kronik apandisit kuşkusuyla doktora
götüren anne babaları endişeye sokmaktadır. Oysa halk arasında
genellikle kronik apandisit olarak yorumlanan bu belirtinin nedenleri
çoğu kez başka hastalıklardır. Yineleyen apandisit nöbeti oldukça kolay
tanınır. Hastanın özgeçmişinde gerçek bir apandisit krizinin bulunması
uzmanı tanıya yaklaştırır.

Apandisit krizi geçirmiş bir hasta karın ağrısı dönemlerinden,
iştahsızlıktan,sağ alt karın bölgesinde dokunmayla uyarılan ağrıdan ve
genel olarak kendini kötü hissetmekten yakmıyorsa apandisin ameliyatla
çıkarılması doğru olur. Buna karşılık daha önce akut apandisit krizi
geçirmemiş, ama karın ağrılarından yakınan bir hastada apandisin
alınması çok daha zor verilebilecek bir karardır. Özellikle ergenlik
çağındaki ve genç kadınlarda uzmanı yanıltabilecek üreme organı
hastalıkları sık görüldüğünden apandisit ameliyatı kararının dikkatle
verilmesi ayrı bir önem kazanır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Apandisit Nedir?
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Apandisit
» Photoshop Nedir? Ne işe yarar? Üstündeki Araçlar Nedir?
» demokrasi nedir - nedir.com
» Kolposkopi - Kolposkopik Biopsi - Konizasyon Nedir - Kolposkopi Nedir - Kolposkopi Endikasyonları - Kolposkopi Nasıl Yapılır - Kolposkopi
»  Yumurtalık Over Kistleri Nedir - Nasıl Belirti Verir - Yumurtalık Over Kistleri Nedir Nasıl Meydana Gelir - Yumurtalık Over Kistleri

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Paylaşım Türkiye :: Sağlık Bilgisi :: Erkek Sağlığı-
Buraya geçin: