Paylaşım Türkiye
Genetik Hastalıklar ve Saç 212
Paylaşım Türkiye
Genetik Hastalıklar ve Saç 212
Paylaşım Türkiye
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


paylaşım forumu, site ekle, site tanıt, dizin
 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlSite ekleGiriş yap

 

 Genetik Hastalıklar ve Saç

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
haso
Yetkingrafiker
haso


BANLANDI
Mesaj Sayısı : 2099
Kayıt tarihi : 02/08/10

Kişi sayfası
Altın Altın: 0
Para Para: 0

Genetik Hastalıklar ve Saç Empty
MesajKonu: Genetik Hastalıklar ve Saç   Genetik Hastalıklar ve Saç EmptyÇarş. 11 Ağus. - 5:05

Diğer konularda belirtildiği gibi saç dökülmesinin genetik nedenlerini,
genetik yatkınlık zemininde başka nedenlerin eklenmesiyle oluşan bir
durum mu yoksa tamamen genetik dışı başka nedenlerle mi geliştiği konusu
son derece önemlidir. Zira tamamen genetik nedenli bir saç dökülmesinin
tedavisi farklı olacak, salgı sistemine bağlı bir nedenle oluşan saç
dökülmesi tedavisi farklı olacaktır. Anemiye veya salgı sistemine bağlı
bir hastalığa veya ağır geçirilmiş ateşli hastalığa bağlı saç
dökülmesinin tedavi yaklaşımı ayrı ayrı olacaktır. Androgenetik Alopesi
(erkeksi saç dökülmesi) cinsiyetten etkilenen Otosomal dominant bir
durumdur. Erkekler hastalık genini sadece tek ebeveynlerinden de alsalar
hastalığı gösterirler, ancak kadınlar androjen hormonları erkeklerden
daha az olduğundan heterozigot durumunda hastalığı göstermezler.
Kadınlar ancak homozigot olurlarsa (her iki ebeveynden de geni
alırlarsa) hastalığı gösterirler. Genetik hastalık ve saç konusu üç ana
bölüm halinde incelenebilir:
1. Diğer konularda belirtildiği gibi saç dökülmesinin genetik
nedenlerini, genetik yatkınlık zemininde başka nedenlerin eklenmesiyle
oluşan bir durum mu yoksa tamamen genetik dışı başka nedenlerle mi
geliştiği konusu son derece önemlidir. Zira tamamen genetik nedenli bir
saç dökülmesinin tedavisi farklı olacak, salgı sistemine bağlı bir
nedenle oluşan saç dökülmesi tedavisi farklı olacaktır. Anemiye veya
salgı sistemine bağlı bir hastalığa veya ağır geçirilmiş ateşli
hastalığa bağlı saç dökülmesinin tedavi yaklaşımı ayrı ayrı olacaktır.
2. Androgenetik Alopesi (erkeksi saç dökülmesi) cinsiyetten etkilenen
Otosomal dominant bir durumdur. Erkekler hastalık genini sadece tek
ebeveynlerinden de alsalar hastalığı gösterirler, ancak kadınlar
androjen hormonları erkeklerden daha az olduğundan heterozigot durumunda
hastalığı göstermezler. Kadınlar ancak homozigot olurlarsa (her iki
ebeveynden de geni alırlarsa) hastalığı gösterirler.
3. Genetik hastalık ve saç konusu üç ana bölüm halinde incelenebilir:
Sonuç olarak genetik hastalıkların önemli bir kısmında saç bulgularına
rastlanır, ayrıca da pek çok birincil saç hastalığında genetik faktörler
etkilidir. Tanı konurken dermatoloji ve genetik uzmanlarının görüşünü
almak gereklidir.

*Androgenetik Alopesi
Androgenetik alopesi erkeklik hormonu olan androgenler tarafından
etkilenen, genetik olarak yatkın olan kişilerde genellikle puberte
sonrası dönemde 20li 30lu yaşlarda ortaya çıkan ve öncelikle alın
bölgesindeki saç çizgisinin çekilmesi ile sonrada tepe bölgesinin
incelip açılmasıyla ortaya çıkan durumdur. Bir çok isim verilmesine
rağmen en sık kullanılan isimler Androgenetik Alopesi, Male patern
alopesi, olağan kellik gibi isimledir. Tüm kafayı kaplayabileceği gibi,
büyük sıklıkla şakaklar ve ense bölgesini tutmaz. Bir hastalık olarak
kabul edilmez onun yerine erkeklerin karakteristik yapısı olarak kabul
edilir. Kadınlarda da Androgenetik Alopesi oluşabilir ancak oluşma şekli
farklıdır.
Ergenlik dönemi sonrası erkeklerin yaklaşık yarısı androgenetik alopesi
ile karşılaşabilir. Androgenetik alopeside üç etken baş rol oynar:
*Yaşlanma
Yaşlanan organizmanın dayanıklılığı azalır. Saç da bir organizma parçası
olduğundan, geçen yıllar saçların da dayanıklılıgını azaltır. Genetik
olarak yatkınlığı olan kişilerde geçen zaman içerisinde saç dökülmesi
oranı artar.
Kellik konusundaki araştırmalar 4000 yıl önce Mısırda başlamıştır.
Androgenetik alopesinin ilk tıbbi tanımlamasını M.Ö. 4.yyda Aristo'nun
yaptığı söylenmektedir. Filozof kellik ile cinsellik arasındaki ilişkiyi
tarif etmiştir. Yıllar sonra bazı araştırmalar yine bu yönde
çalışmışlar, kısırlaştırılan erkeklerin kelleşmediklerini tespit
etmişler ve Abdülhamit'in döneminde araştırmalar yapmışlardır. Eski ve
yeni tüm araştırmalr şunu ortaya koymuştur: Kelleşme ile erkeklik
hormonu arasında bir ilişki vardır. Androgen hormonu erkeklik
hormonudur. Bir androgen hormonu olan testeron Alfa-5 redüktaz isimli
enzim tarafından dihidrotestosterona (DHT) dönüştürülür. DHT de saç
kökleri üzerindeki reseptörlere baglanarak etkisini gösterir. Alfa-5
redüktaz enzim eksikliği olan erkeklerde saç dökülmesi oluşmaz. DHT
genetik olarak yatkınlığı olan kişilerde anagen faz süresini kısaltır.
Bu durum her saç yaşam döngüsünde anajen fazın daha da kısalmasına yol
açar. Bu saçın maulaşabileceği maksimum saç uzunluğunun azalması ve
saçların genel görünümünde anagen fazında olan saçların göreceli olarak
azalması demektir.
Katajen ve telojen faz (ara faz ve dinlenme fazı) saçın dökülmesi ile
sonlanır. Bu fazlarda süre olarak değişiklik olmaz. Ancak anajen faz
kısaldığında herhangi bir anda tüm saç kütlelerindeki oranlar göreceli
olarak artmış olur. Bu da orantısal olarak daha fazla saçın dökülmesi
demektir.

Anajen fazda normalde iki tip saç üretilir: 1.
Terminal(kalın ve renkli)saçlar 2. Vellus (ince ve renksiz) saçlar.
Bilindiği gibi vellus saçlar daha çabuk dökülen saçlardır. Yine
Androgenetik Alopesi kişilerde hormonların ve genlerin etkisiyle
terminal saç köklerinde gittikçe hızlanan bir biçimde küçülme
(minyatürizasyon) oluşur. Bunun sonucu terminal saçlar vellus saçlara
benzemeye başlar. Minyatürize olmuş köklerde zayıf, ince ve renksiz
(vellus) saçlar üremeye başlar. Küçülmeye devam eden kökler bir süre
sonra mikroskopla incelendiğinde hücre kılıfının bir kalıntısı haline
döndüğü görülür ve saç kökü böylelikle yok olur.
Hem erkekler hem de kadınlar androjen hormonu taşırlar. Herkeste bu
hormonlar olduğuna göre niçin herkesin saçının dökülmediği sorulabilir.
Burada genetik taşıyıcılık olması yanında aşağıda belirtilen hususlar da
önemlidir:
1. Androgenetik Alopesi olanların saçındaki androjen reseptörlerinin
sayısı fazladır. Hormon normal düzeyde olsa onu bağlayan reseptör çok
olduğundan hormonun saç üzerine etkisi çok olmaktadır.
2. Androgenetik Alopesili kişilerin reseptörleri daha hasastır.
3. Androgenetik Alopesili vakalarının Alfa-5 redüktaz enzimi aktivitesi daha fazladır.
Sıklık
Ergenlik dönemi sonrası beyaz erkeklerin %94.96sında alın bölgesindeki
saç çizgisinde gerileme olduğu, yaklaşık %50sinde de alın ve tepe
bölgesinde dmkülme olduğu belirtilmiştir.
Erkeklerin %30u 25 yaşında, %40ı 40 yaşında, %50si 50 yaşında Androgenetik Alopesi belirtisi gösterir.
Kadınların %20-30 kadarında da Androgenetik Alopesi görülür.

* Gebelik ve Saç Dökülmesi
Telojen Effluvium

Ateşli hastalık, doğum, kronik sistemik hastalıklar, aşırı stresler,
heparin vb ilaçların alınması sonucu ya da yeni doğan bebeklerde görülen
hızlı gelişen saç kaybı bu isim altında incelenir. Ayrıca trioıd
hormonunun azalması, ağır cerrahi operasyonlar, anestezi alınması ve
aşırı diyetler sonucunda da bu tarz saç dökülmesi oluşur.
Bazı araştırmalar ise saç siklusunun farklı fazlarında gelişen değişiklikler temelinde tanımlama yapmıştır.
1. Erken anajen terk. Normal anajen faz 2.7 yıl sürer. Bu tip saç
dökülmelerinde ise saç folikülleri bu süreyi doldurmadan telojen faza
girer. İlaç alımında, yüksek ateş esnasında oluşan saç dökülmeleri bu
tiptir.
2. Gecikmiş anajen terk. Burada anajen faz uzun sürer. Normalde belli
bir sayıda saç folikülü anajen fazdan telojen faza geçmesi gerekiyorken,
bu işlem gerçekleşmez ve neden ortadan kalkınca normalden çok fazla saç
kökü telojene geçer (Birikmiş anajen fazdaki saç folikülü nedeniyle) ve
bir anda çok miktarda saç dökülür. Gebelik sonrası saç dökülmesi bu
tiptir.
3. Kısa anajen. Bazı vakalarda anajen faz kısa sürer bu da anajen/telojen oranını yükseltir. Bir anda dökülen saç sayısı artar.
4. Erken telojen terk.
5. Gecikmiş telojen terk. Mevsimsel saç dökülmesi bu yolla olmaktadır.
Telojen effluvium daha sıklıkla kadınlarda görülür. Akut telojen effluvium 2-6 ay sürer ve tam iyileşir.

Telojen effluvium ve gebelik
Gebelik sonrası telojen effluvium fonksiyonel olarak gecikmiş anajen
fazın en çarpıcı örneğidir. Yapılan çalışmalar gebeliğin son döneminde
telojenin iyice azaldığını göstermiştir. Gebeliğin son döneminde anajen
oranı %95'e kadar çıkabilir.
Doğumdan sonra genellikle (2 ve 3 ay sonra) anajen saçlar telojen saça
döner ve saç dökülmesi belirgin hale gelir. Normal saç dökülmesinden 2-3
kat daha fazla saç dökülür. Bu süre genellikle 2 veya 3 ay sonra başlar
ancak 6 aya hatta 1 yıla kadar uzayabilir
Telojen effluvium'a ilaçlar, kaza ile bulaşma sonucu alınan selenyum ve
arsenik, biyotin yetmezliği, damardan beslenme ve aşırı çiğ yumurta
akının alımı da sebep olabilir. Diyaliz hastalarında görülebilir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Genetik Hastalıklar ve Saç
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» arı ve genetik yapısı
» Dna ve Genetik Tarihinin Başlangıcı
» Üriner hastalıklar
» Piyasadaki 'genetik gıdalar' güvenli
» Şizofreni ve manik depresifte genetik benzerlik

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Paylaşım Türkiye :: Sağlık Bilgisi :: Alternatif Tedavi-
Buraya geçin: