Menopoz döneminde doğurganlık çağı bitmekte ve overler fonksiyon
bakımından saf dışı olmakta, kadın için doğurganlığın ortadan kalktığı
yeni bir çağ başlamaktadır
Genelde olayın ortaya çıkmasının nedeninin overin yaşlanması olduğu kabul edilmektedir
Sonuçta kadın östrojen metabolizmasında azalma görüldüğünden, bu sürede
görülen belirtilere “östrojen yetersizliği sendromu” da denilmektedir
Genellikle bu devre 40 ile 60 yaş arasında arasındadır
Menopoza girme yaşı toplumdan topluma değişiklik göstermektedir
Gelişmiş toplumlarda çeşitli çevresel etkilerin bu yaşı etkilediği kabul edilmektedir
Ülkemizde bu yaş 46
5-47 civarındadır
Kadınların yaşamının 1/4- 1/3’lük kısmı menopozda geçmektedir
Ortalama yaşam süresi tüm dünyada uzamış olduğundan bu dönemde koruyucu hekimliğede çok iş düşmektedir
Kadınlarda 40 yaştan sonra her 5 yılda bir tam fizik muayne, yıllık
meme ve jinekolojik muayne , pap-smear testi, gerekirse cinsel yolla
bulaşan hastalıkların taraması yapılmalıdır
40'lı yaşlarda bir TSH ölçümü yapılmalı ve 60 yaştan sonra 2 yılda bir tekrarlanmalıdır
50’li yaşlardan sonra gaitada gizli kan bakılmalıdır
Yine 40’lı yaşlarda mamaografik tetkike başlanması önerilmektedir
TANI:
Menopoz tanısı ağırlıklı olarak klinik açıdan konulmaktadır
Menopoza yakın dönemde adet kanamalarının karakteri değişik şekillerde olabilir:
Hastanın adeti tamamen kesilebilir
Adet kanamasının hem süresi hemde miktarı kademeli olarak azalır
En sık rastlanan tiptir
Bazı kadınlarda kanama miktarı artar ve düzensiz olabilir
Hastanın düzenli kanamaları olabilir
40 yaşından sonraki kadınlarda östrojen azlığı sonucu ortaya çıkan belitiler görülmeye başlar
Hastanın şikayetleri tedavi edilmeye hekimi zorluyorsa premenopoz tanısı konulmuş olur
Bu dönemde bakılacak hormon tetkiklerinin hiç bir güvenilirliği yoktur
Kan düzeyi ölçümleri değişiklik gösterebilir
SEMPTOM VE BULGULAR:
Kadınları yaklaşık %70 – 80’inde östrojen yetmezliği semptom ve bulguları ortaya çıkmaktadır
Östrojen yetmezliğine bağlı ortaya çıkan semptom ve bulguları ortaya çıkış dönemlerine göre 2 gruba ayırabiliriz
1
Erken bulgular
*Vazomotor: Ateş basması, terleme, çarpıntı, bulantı, baş ağrısı, baş dönmesi
*Psişik : Huzursuzluk, anksiyete, depresyon, uykusuzluk, iştah azalması,
mental kapasite, hafıza ve konsantrasyon kaybı, değişken ruh hali,
cinsel isteksizlik
*Hedef Dokularda Östrojen Eksikliği: Vajinal kuruluk, cinsel temasta
ağrı, atrofik vajinit, üretral sendrom, ciltte kuruluk, incelme, saç
kuruluğu ve dökülmesi, tırnaklarda kırılma v
s
Geç Bulgular
*Osteoporoz (kemik erimesi): Osteoporozda diğer risk faktörleri ise şunlardır
İleri yaş, menopoz, kötü beslenme, kısa boy, doğum yapmamış olmak,
düşük oral kalsiyum alımı, yüksek protein alımı, gün ışığından yeterli
düzeyde yararlanamama, sigara , alkol kullanımı, hareketsizlik, endokrin
bozukluklar, kortizon kullanımı, kronik böbrek yetmezliği,
bağırsaklardan emilim problemi
*Kadiovasküler Hastalıklar: Menopoz öncesi kadınlarda kalp hastalığı
riski erkeklere oranla 5 kat daha azdır, fakat bu oran menopoz sonrası
birebir olmakta ve kadınların kalp hastalığı riski belirgin olarak
artmaktadır
TEDAVİ:
Menopozun bu kadar kötü bir dönem olmasına rağmen günümüzde tedavi edilebiliyor olması çok önemlidir
Menopozdaki temel problem östrojen kaybı olduğuna göre öncelikle onun yerine konması gerekmektedir
Hastanın öncelikle risk profili değerlendirilir ve hasta konu hakkında bilgilendirilir ve Hormon Replasman Tedavisi önerilir
Tedavi hastanın şikayetlerine uygun olarak düzenlenmelidir
40-50’li yaşlarda, genç, premenopoz ve düzensiz adetleri olan
hastalarda doğum kontrol yönteminide düşünmek gerekir ve bu dönemde en
uygun tedavi düşük doz doğum kontrol ilaçlarıdır
Hormon Replasman Tedavisinin öncelikle kime verilip kime verilmeyeceğine karar vermek gerekir
Birinci derece akrabasında premenopozal meme kanseri öyküsü olan, kalp
hastalığı ve osteoporoz riski az olan hastada HRT’nin faydası minimaldir
Açıklanmamış düzensiz vajinal kanaması olaanlar ve gebelikte kesinlikle verilmez
Meme, rahim kanseri, venöz tromboz, karaciğer hastalığı kontraendikasyonlardır
HRT için hipertansiyon, sigara, şişmanlık, miğren baş ağrıları,
endometriozis ve miyomlar, fibrokistik meme hastalığı kontraendikasyon
değildir
Bu hastalarda tedavi verilebilir
HRT başlanan hastalar ilk 3 ayda tedaviye devamı değerlendirmek için
kontrole çağrılır, herşey normalse sonraki viziti 6 ay sonra, daha sonra
yıllık kontroller önerilir
SONUÇ:
Günümüzde menopoz ve tedavisi oldukça güncel ve tartışmaların sürdüğü bir konudur
Hormon Replasman Tedavisi yaşam süresini ve kalitesini artırmaktadır
Fakat günümüzda ve ülkemizde HRT alan kadınlar %1 civarındadır, bu oran gelişmiş ülkelerde %20 civarındadır
HRT kullanımında en önemli sorun kanser riski konusunda halkta ve pek çok hekimde yerleşmiş olan yanlış kanılardır
Ülkemizde de eğitim düzeyi ilerde yükseldiğinde bu yanlış kanının değişeceğini ummaktayız
Menopoz döneminde doğurganlık çağı bitmekte ve overler fonksiyon
bakımından saf dışı olmakta, kadın için doğurganlığın ortadan kalktığı
yeni bir çağ başlamaktadır
Genelde olayın ortaya çıkmasının nedeninin overin yaşlanması olduğu kabul edilmektedir
Sonuçta kadın östrojen metabolizmasında azalma görüldüğünden, bu sürede
görülen belirtilere “östrojen yetersizliği sendromu” da denilmektedir
Genellikle bu devre 40 ile 60 yaş arasında arasındadır
Menopoza girme yaşı toplumdan topluma değişiklik göstermektedir
Gelişmiş toplumlarda çeşitli çevresel etkilerin bu yaşı etkilediği kabul edilmektedir
Ülkemizde bu yaş 46
5-47 civarındadır
Kadınların yaşamının 1/4- 1/3’lük kısmı menopozda geçmektedir
Ortalama yaşam süresi tüm dünyada uzamış olduğundan bu dönemde koruyucu hekimliğede çok iş düşmektedir
Kadınlarda 40 yaştan sonra her 5 yılda bir tam fizik muayne, yıllık
meme ve jinekolojik muayne , pap-smear testi, gerekirse cinsel yolla
bulaşan hastalıkların taraması yapılmalıdır
40'lı yaşlarda bir TSH ölçümü yapılmalı ve 60 yaştan sonra 2 yılda bir tekrarlanmalıdır
50’li yaşlardan sonra gaitada gizli kan bakılmalıdır
Yine 40’lı yaşlarda mamaografik tetkike başlanması önerilmektedir
TANI:
Menopoz tanısı ağırlıklı olarak klinik açıdan konulmaktadır
Menopoza yakın dönemde adet kanamalarının karakteri değişik şekillerde olabilir:
Hastanın adeti tamamen kesilebilir
Adet kanamasının hem süresi hemde miktarı kademeli olarak azalır
En sık rastlanan tiptir
Bazı kadınlarda kanama miktarı artar ve düzensiz olabilir
Hastanın düzenli kanamaları olabilir
40 yaşından sonraki kadınlarda östrojen azlığı sonucu ortaya çıkan belitiler görülmeye başlar
Hastanın şikayetleri tedavi edilmeye hekimi zorluyorsa premenopoz tanısı konulmuş olur
Bu dönemde bakılacak hormon tetkiklerinin hiç bir güvenilirliği yoktur
Kan düzeyi ölçümleri değişiklik gösterebilir
SEMPTOM VE BULGULAR:
Kadınları yaklaşık %70 – 80’inde östrojen yetmezliği semptom ve bulguları ortaya çıkmaktadır
Östrojen yetmezliğine bağlı ortaya çıkan semptom ve bulguları ortaya çıkış dönemlerine göre 2 gruba ayırabiliriz
1
Erken bulgular
*Vazomotor: Ateş basması, terleme, çarpıntı, bulantı, baş ağrısı, baş dönmesi
*Psişik : Huzursuzluk, anksiyete, depresyon, uykusuzluk, iştah azalması,
mental kapasite, hafıza ve konsantrasyon kaybı, değişken ruh hali,
cinsel isteksizlik
*Hedef Dokularda Östrojen Eksikliği: Vajinal kuruluk, cinsel temasta
ağrı, atrofik vajinit, üretral sendrom, ciltte kuruluk, incelme, saç
kuruluğu ve dökülmesi, tırnaklarda kırılma v
s
Geç Bulgular
*Osteoporoz (kemik erimesi): Osteoporozda diğer risk faktörleri ise şunlardır
İleri yaş, menopoz, kötü beslenme, kısa boy, doğum yapmamış olmak,
düşük oral kalsiyum alımı, yüksek protein alımı, gün ışığından yeterli
düzeyde yararlanamama, sigara , alkol kullanımı, hareketsizlik, endokrin
bozukluklar, kortizon kullanımı, kronik böbrek yetmezliği,
bağırsaklardan emilim problemi
*Kadiovasküler Hastalıklar: Menopoz öncesi kadınlarda kalp hastalığı
riski erkeklere oranla 5 kat daha azdır, fakat bu oran menopoz sonrası
birebir olmakta ve kadınların kalp hastalığı riski belirgin olarak
artmaktadır
TEDAVİ:
Menopozun bu kadar kötü bir dönem olmasına rağmen günümüzde tedavi edilebiliyor olması çok önemlidir
Menopozdaki temel problem östrojen kaybı olduğuna göre öncelikle onun yerine konması gerekmektedir
Hastanın öncelikle risk profili değerlendirilir ve hasta konu hakkında bilgilendirilir ve Hormon Replasman Tedavisi önerilir
Tedavi hastanın şikayetlerine uygun olarak düzenlenmelidir
40-50’li yaşlarda, genç, premenopoz ve düzensiz adetleri olan
hastalarda doğum kontrol yönteminide düşünmek gerekir ve bu dönemde en
uygun tedavi düşük doz doğum kontrol ilaçlarıdır
Hormon Replasman Tedavisinin öncelikle kime verilip kime verilmeyeceğine karar vermek gerekir
Birinci derece akrabasında premenopozal meme kanseri öyküsü olan, kalp
hastalığı ve osteoporoz riski az olan hastada HRT’nin faydası minimaldir
Açıklanmamış düzensiz vajinal kanaması olaanlar ve gebelikte kesinlikle verilmez
Meme, rahim kanseri, venöz tromboz, karaciğer hastalığı kontraendikasyonlardır
HRT için hipertansiyon, sigara, şişmanlık, miğren baş ağrıları,
endometriozis ve miyomlar, fibrokistik meme hastalığı kontraendikasyon
değildir
Bu hastalarda tedavi verilebilir
HRT başlanan hastalar ilk 3 ayda tedaviye devamı değerlendirmek için
kontrole çağrılır, herşey normalse sonraki viziti 6 ay sonra, daha sonra
yıllık kontroller önerilir
SONUÇ:
Günümüzde menopoz ve tedavisi oldukça güncel ve tartışmaların sürdüğü bir konudur
Hormon Replasman Tedavisi yaşam süresini ve kalitesini artırmaktadır
Fakat günümüzda ve ülkemizde HRT alan kadınlar %1 civarındadır, bu oran gelişmiş ülkelerde %20 civarındadır
HRT kullanımında en önemli sorun kanser riski konusunda halkta ve pek çok hekimde yerleşmiş olan yanlış kanılardır
Ülkemizde de eğitim düzeyi ilerde yükseldiğinde bu yanlış kanının değişeceğini ummaktayız