International Hospital Tüp Bebek Bölümü Başkanı
Prof. Dr. İsmail Çepni, birçok kadının 40'lı yaşlarda ilk kez anne
olduğuna işaret ederek, ''Bu yaşlarda, halk arasında 'tosuncuk' denilen,
4 kilo ve üzeri bebek dünyaya getirme oranı da artıyor'' dedi.
International Hospital Tüp Bebek Bölümü Başkanı
Prof. Dr. İsmail Çepni, birçok kadının 40'lı yaşlarda ilk kez anne
olduğuna işaret ederek, ''Bu yaşlarda, halk arasında 'tosuncuk' denilen,
4 kilo ve üzeri bebek dünyaya getirme oranı da artıyor'' dedi.
Prof. Dr. Çepni, yaptığı açıklamada, kadınların
eğitim seviyesinin yükselmesi ve ekonomik hayata katılması gibi
nedenlerin anne olma yaşını yükselttiğine dikkati çekerek, Türkiye'de de
ilk doğum yaşının 20'li yaşlardan 30'lu yaşlara yükseldiğine işaret
etti.
Eskiden 35 yaşındaki gebeliklerin ''yaşlı gebelik''
olarak tanımlandığını, insan yaşamının uzaması ve yaşam kalitesinin
artmasıyla birlikte bu tanımlamanın artık 40 yaş üzeri gebelikler için
yapıldığını belirten Prof. Dr. İsmail Çepni, şunları kaydetti:
''Birçok kadın 30'lu yaşları geçip, 40'lı yaşlarda
ilk kez anne oluyor. Bu yaşlarda, halk arasında 'tosuncuk' denilen, 4
kilo ve üzeri bebek dünyaya getirme oranı da artıyor. Ama bu kiloyla
dünyaya gelen 'tosuncuk' bebekler, yalnızca anne-babanın uzun ve iri
olması gibi genetik nedenlerle doğmuyorlar. Annenin sağlığında ortaya
çıkan bazı riskler, bebeklerin iri olmasına neden olabiliyor.''
Kadınlarda yaş ilerledikçe doğal yollar ile gebelik
şansının azaldığına da dikkati çeken Prof. Dr. Çepni, 40'lı yaşlarda bu
oranın yüzde 5'e indiğini ve üremeye yardımcı 'tüp bebek gibi'
tedavilerle gebeliğin mümkün hale geldiğini anlattı.
Anne adayının bedeninde gebelik esnasında olağanüstü
denilebilecek, ancak sağlıklı ve genç insanın tolere edebileceği ve
uyum sağlayabileceği değişikliklerin olduğuna ifade eden Prof. Dr.
Çepni, 40'lı yaşlardan sonra hamile kalan kadının, kalp damar, solunum,
böbrek, iskelet, meme, cilt ve jinekolojik organlar özellikle de rahim
olmak üzere her organ sisteminin etkilendiğini ve yükünün de arttığını
dile getirdi.
Prof. Dr. Çepni, 40'lı yaşlardaki annelerin
gebeliklerinde ortaya çıkabilecek risklere karşı ilk önlemin, bir uzmana
başvurmak olduğunu da vurgulayarak, gebelik öncesinde, kadında var olan
kansızlık, diyabet, tiroit hastalıkları, hipertansiyon, kalp hastalığı,
akciğer, böbrek ve diğer sistemler ile ilgili olarak ayrıntılı muayene
ve uygun tedaviler ile annenin gebe kalmasından sonra bebeğin anneye ek
yüklemeleri ile oluşacak sorunların çözülebileceğini anlattı.
Gebe kalındığında ise yine uzman takipleriyle hem
annenin, hem bebeğin sağlığının takip edildiğini de belirten Prof. Dr.
Çepni, bebeğin kromozoma bağlı ve yapısal özürleri ile ilgili olarak,
gebeliğin 12. haftasında ikili tarama testi ve ayrıntılı ultrasonografi,
16. hafta civarında üçlü ya da günümüzde bu haftalarda onun yerine
kullanılan dörtlü tarama testi yapıldığını anımsattı.
Prof. Dr. Çepni, bu yaşlardaki her anne adayından
gebeliğin 18-19. haftalarında bebeğin içinde yaşadığı sıvıdan örnek
(amniyosentez) veya daha geç dönemde bebeğin kordonundan kan alınarak
(kordosentez ) bebeğin genetik özelliklerinin araştırılabildiğini de
anımsattı.