Paylaşım Türkiye
Onaylanma ihtiyacı psikolojik bir sorun 212
Paylaşım Türkiye
Onaylanma ihtiyacı psikolojik bir sorun 212
Paylaşım Türkiye
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


paylaşım forumu, site ekle, site tanıt, dizin
 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlSite ekleGiriş yap

 

 Onaylanma ihtiyacı psikolojik bir sorun

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
haso
Yetkingrafiker
haso


BANLANDI
Mesaj Sayısı : 2099
Kayıt tarihi : 02/08/10

Kişi sayfası
Altın Altın: 0
Para Para: 0

Onaylanma ihtiyacı psikolojik bir sorun Empty
MesajKonu: Onaylanma ihtiyacı psikolojik bir sorun   Onaylanma ihtiyacı psikolojik bir sorun EmptySalı 10 Ağus. - 2:48

Başarısızlıktan korkuyorsunuz. Stresten kurtulamıyorsunuz. En ufak bir
eleştiri sizi sarsmaya yetiyor, kendinizden şüphe duyuyorsunuz. Farkında
mısınız, ayakta durmak için onay bekliyorsunuz!

Şöyle bir düşünün; üstümüze giydiğimiz elbiseden, bir topluluk içinde
ağzımızdan çıkan cümlelere kadar, "başkalarının üzerindeki etkimiz"
ekseninde dönen bir hayatın içindeyiz. İnsan sosyal bir varlık,
dolayısıyla kendini sadece kendi yaşam alanı çerçevesinde değil, toplum
içinde sahip olduğu yer ile birlikte algılıyor. Kendini doğru ifade
edebilmek, iyi iletişim becerilerine sahip olmak bu sosyal yaşam içinde
hayatta kalabilmek için çoğu zaman yeterli oluyor.


Başkasının gözündeki yerimiz, "toplum içinde ayakta kalabilmek"
açısından bu biçimde tarif edildiğinde son derece masum ve yaşamsal
ihtiyaç gibi görünse de, ruh sağlığı açısından tehlikeli bölge ile
arasında son derece şeffaf bir sınır bulunuyor. Başkalarının gözünde kim
olduğumuz, nasıl algılandığımız yaşamın hedefi olursa, iş kontrolden
çıkıyor.


Şöyle bir profil düşünün: Ailenize, eşinize, arkadaşlarınıza
bağımlısınız. Birilerinin size "harika" demesi size müthiş bir yaşam
enerjisi verirken, etrafınızdan kendinizle ilgili olumsuz bir yorum
duyduğunuzda karalar bağlıyorsunuz. Bir iş yaptığınızda birilerinden "bu
iyi olmuş" cümlesi duymazsanız bir yanınızı eksik hissediyorsunuz,
becerilerinizden şüphe duyuyorsunuz... İşte "onay ihtiyacı" başlığı
altında toplayabileceğimiz bu tip durumlar, modern insanın üzerindeki
stresin en büyük kaynaklarından biri olarak değerlendiriliyor.


Peki, bir insan neden sürekli onaylanma ihtiyacı duyar?


Ne kadar onay beklemek normaldir, hangi durumlar kontrolden çıktığımızın
göstergesidir? Kendinden şüphe eden, başkalarının “evet”ine ihtiyaç
duyan yapıdaki karakteri oluşturan taşlan nerede aramalıdır? Öncelikle
bu sürecin çocukluktan başladığını vurgulamak önemli. Kendi
toplumumuzda, aile ve toplum tarafından, başkalarının hakkımızda ne
düşüneceği üzerine kurgulanmak zorunda bırakılmış yaşamların yabancısı
değiliz.


Modern yaşamın en büyük stres kaynaklarından biri olarak değerlendirilen
bu durum, kişinin çocukluk yıllarında anne-babadan gördüğü davranış
biçimlerine temellendiriliyor. Anne-babaların kardeşiğun davranışlarına
olan tepki biçimleri, yetişkinlik döneminde kişinin büyük özgüven
eksikliğine sahip olmasına yol açabiliyor.


ANNE-BABA TEPKİLERİ


Özgüven eksikliği ne kadar büyükse, onay ihtiyacı o kadar fazlalaşıyor,
yaşam sadece "etraf ne der" fikri etrafında kuruluyor... Yön
Psikyatri'den Dr. Bülent Erdoğan, onay alma ihtiyacını geliştiren
mekanizmayı bir örnekten yola çıkarak anlatıyor:


Yürümeye başlayan bir bebek olan yılık Leyla ile annesi yürüyüş yapmak
için evden çıkarlar. Leyla yeni kazandığı yürüme becerisinin mükemmel
olduğu iyle gittikçe hızlanır, kollarını denge sağlamak için bir balerin
gibi kaldırır ve o sırada adeta mutluluğun fotoğrafı gibidir. Oysa
yürüme konusunda henüz ustalaşmadığı hızını ayarlayamaz ve düşer. Bu
noktada birkaç farklı anne tepkisi hayal edelim: Annesi;


1. Leyla'yı yerden kaldırıp kucağına alır, müşfik ve meseleyi
abartmaktan uzak sözler söyleyip yere bırakır; Leyla yine aynı hevesle
yürümeye devam edecektir.


2. Annesi hiçbir tepki göstermeden Leyla'nın kalkıp yürümeye başlamasını bekler.


3. Annesi Leyla'yı hafif tertip azarlama çeşnisi ile uyarır; Leyla yol
boyunca bu işi doğru yapıp yapmadığına ilişkin ikide bir annesine bakıp
devam eder.


4. Annesi kızar, Leyla'yı cezalandırmak üzere eve döner ve tekrar çıkartmaz.


DÖRT SEÇENEĞE, DÖRT TEPKİ


Onay alma ihtiyacı yukarıdaki senaryolardan hangisi tekrarlanıyorsa ona
göre gelişir; yani bu ihtiyaç da yetişkinin çoğu huyu, davranışı gibi,
onu çocuklukta yetiştirenin, yani anne-babanın tutumuyla ilgidir.
Bebeğin kendini oluşturabilmesi için özellikle annenin ve bir ire sonra
babanın tepkilerine, bakışına, dokunuşuna, ses tonuna, mesafesine
ihtiyacı vardır; anne-baba, bebek için fevkalade önemli birer aynadır.


Arzu ettiğimiz, sağlıklı tepki yukarıdaki senaryolardan ilkinde
tanımlanabilir; yani Leyla'ya, düşmeyi anlatan, düşmenin bir kusur
olmadığını ve ortada pek de büyütülecek bir durum bulunmadığını, üsse de
sevildiğini hissettirecek bir tutumdur. Düşme dikkate alınmıyorsa, yani
bu da ikinci seçenek oluyor, Leyla kendine ilişkin veri sağlamak için
hep arayacaktır, ilişkilerinde geçicilik, sığlık ve öfke baskın
olacaktır. Öfke başta anne-babasına, sonra yakın çevresine ve kendisine
yöneliktir. Bir türlü aradığını bulamaz ve kendini yıpratan, zarar veren
bir yolda sürdürür hayatını. Üçüncü seçenek olan anne-babanın
tepkisinde, azarlama çeşnili uyarmada ise Leyla özgüveni düşük biri
olarak attığı her adımda, işinde, ilişkilerinde "doğru mu yapıyorum,
yanlış mı" demekten verimli, başarılı olamaz. Onay almak için devamlı
bir yetkili kişi arar. Bu da ilişkilerinde bağımlılığa yol açar.


Son seçenek olan dördüncüde ise şöyle bir durum söz konusu olur;
çocukluğumuz yaptığımız her "hata" için cezalandırılarak geçti ise daha
ağır bir fatura öderiz. Tümden içe kapanık, korkak olmak da var, zapt
edilemez bir öfke ile kriminal olmak da.


HİÇLİĞE DÜŞMEK...


İlk senaryo dışında yetişen çocuklar en ufak bir onaysızlıkta neredeyse
bir hiçliğe düşerler; bu hiçlik çoğu kez depresyonun çekirdeğini
oluşturur. Kara deliğe benzer bu hiçlik hissi sonucunda; ölçüsüz
alışveriş, rasgele seks, alkol, madde kullanımı, oburluk, yine ölçüsüz
bir dış görünüş tutkusu, bu kara deliğin acısına tahammül etmek için
farkına varmadan seçilen başa çıkma, avunma yöntemleridir. Hangisinin
seçildiği ise yakın çevre, popüler kültürün sunduğu modeller, medya
figürleri, akran gruplarının normları gibi unsurlara bağlıdır.


Özetlersek; anne-babalık insanların hayatta soyunabilecekleri en yüklü
rol, verebilecekleri en mühim karar. Bu rolü oynarken koşulsuz bir evlat
sevgisi ve sağduyu en temel sermaye. Bu mekanizmanın oluşması, yani
yetişkinlik yaşamında onay ihtiyacı, sonradan öğrenilen bir davranış
olduğu için bu işleyişi değiştirmek mümkün. Karakterimizin bir parçası
sandığımız birçok davranışımız gibi "onaylanma ihtiyacı" da yaşam
sürecinde akıl haritamıza yazılmış bir kod.

Uzmanlar, onay almanın elzem bir ihtiyaç olduğunu düşünmenin, bu durumun
bir eksiklik olduğunu kavramanın ve psikoterapi gibi bilimsel
yöntemlerden faydalanmanın altını çiziyor...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Onaylanma ihtiyacı psikolojik bir sorun
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Psikolojik Terimler Sozlugu
» Her beş kişiden birisi psikolojik sorunlu
» Türk Malı'nın Türkçesi Sorun Oldu
» Psikolojik Çöl Testi
» Psikolojik sorunlar ve tedavileri

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Paylaşım Türkiye :: Sağlık Bilgisi :: Ruh Sağlığı-
Buraya geçin: