Paylaşım Türkiye
Rıza terapisi nedir. nasıl yapılır? 212
Paylaşım Türkiye
Rıza terapisi nedir. nasıl yapılır? 212
Paylaşım Türkiye
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


paylaşım forumu, site ekle, site tanıt, dizin
 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlSite ekleGiriş yap

 

 Rıza terapisi nedir. nasıl yapılır?

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
haso
Yetkingrafiker
haso


BANLANDI
Mesaj Sayısı : 2099
Kayıt tarihi : 02/08/10

Kişi sayfası
Altın Altın: 0
Para Para: 0

Rıza terapisi nedir. nasıl yapılır? Empty
MesajKonu: Rıza terapisi nedir. nasıl yapılır?   Rıza terapisi nedir. nasıl yapılır? EmptySalı 10 Ağus. - 3:13

Bir olaya üzülüyorsanız, bir şeylerdin değişmesini sitiyorsanız ama
işler umduğunuz gibi gitmiyorsa, Kişisel Gelişim Uzmanı Dr. Zülfikar
Özkan size 'rıza terasipisi' öneriyor...

Rıza terapisi nedir. nasıl yapılır?

Egonuzun kölesi misiniz, efendisi mi?
Seher Kadıoğlu'nun röportajı

(Dünden devam)
Kişisel Gelişim Uzmanı Dr. Zülfikar Özkan,
asık suratlılığın tedaviye muhtaç bir hal olduğunu belirtiyor ve
insanların kendilerini mutlu etmenin yollarını açıklamayı sürdürüyor.

Bolluk ve Kıtlık Bilinci

>
Olumsuz duygular paranın kişiye gelmesini nasıl engelleyebilir?

> Para canlısı birinin yüzü asık olur, beden dili olumsuz mesajlar
verir; ağız kenarı aşağı doğru kıvrılır, gülümseyemez. İnsanları
çevresinden kaçırır, insanların kaçması az kazanma sonucunu getirir.
Ürettiği malı satacak kimse bulamaz. Hz. Musa Mısır’dan çıkmak için
adamlarına öncülük etmektedir. Hz. Musa ve yardımcıları susuz kalırlar.
Onların adına konuşması için Hz. Musa’ya yalvarırlar. Hz. Musa sakin bir
şekilde yağmur duası etmelerini ister. Musa ve beraberindekiler yağmur
dualarını ederler ama yağmur yağmaz. Dualarımız işe yaramadı derler.
Musa “Hendekler nerede” diye cevap verir. “Allah’(c.c)ın gerçekten
yağmur yağdıracağına inansaydınız hendekleri kazardınız”. Bunun gibi
para kazanmak isteyen, para kazanmak için kendisini hazır etmelidir.
Yoksulluk zihinsel bir durumdur.


>
Bolluk ve kıtlık göreceli midir? Yokluk içinde “Her şeyim var zenginim” deyince ne değişebilir?

Söyleşinin ilk bölümüne ulaşmak için bu linki kullanabilirsiniz


> Bolluk bilinci dediğimiz, evrende kendisine yetecek kadar malın
olacağına dair olan inançtır Kıtlık ise aç kalacağına dair inançtır.
Bolluk ve kıtlıkta esas olan maddiyatın azlığı ya da fazlalığı değildir.
Bu bilinçtir, bakış açısıdır. İnsan günde 2 lirayla yetinirse hayat ona
10 lira kazandıracağı şartları verir. Başarı, zenginlik ve bolluk
zihne aittir. İnsan bilinçaltına ektiğini hayatında biçer. Eğer aç
kalacağım diye korkuyorsanız, açlık çekersiniz. Kartallar güvercinlerle
birlikte uçmaz yani üstün bir insan olmak istiyorsak, erdemli insanlarla
arkadaşlık yapmalıyız. Aç gözlü, para biriktiren, bencil insanlarla
birlikte olduğunuzda onları kendinize çekersiniz. Çekim yasasına göre
kartalla güvercin birbirlerini çekmez, iter. Bolluk bilincinde olan
insanla kıtlık bilincinde olan insan birbirini iter. Zenginlik duygusu
zenginliği oluşturur. Zenginlik bir bilinç boyutudur; bilinç altının
fonksiyonlarının nasıl işlediğini bilen kişi asla ekonomik
çalkantılardan da rahatsızlık duymaz. Bolluk bilinci ruh zenginliğidir.
İnsan aldıklarından değil verdiklerinden manevi bir haz duyar. Bolluk
bilincine sahip insan, hep karşısındakinde iyiyi arar. Gönlü boldur;
olumlu yönleriyle, ruhsal olgunluğuyla insanları kendine çeker.
Çevresindekilere, dünyaya para kazanma amaçlı gelinmediğini hatırlatır.
Kitapları Konuşun

> “
Sağlıklı bir iletişim için önce kendimizi eğitmemiz gerekiyor” diyorsunuz. Kendimizi nasıl eğitelim?

> Kendimizi geliştirmenin, başkalarıyla barışık yaşamanın fazla bir
kestirme yolu yok. Mutlaka kitap okumamız gerekir. Kendini geliştirme,
iletişim konusunda yazılmış birçok kitap bulunuyor; sanıldığı gibi
pahalı değil. Okumadan gelişme olmaz. Günde en az bir saat dikkatli bir
şekilde okumalı, okuduklarımızı da başkalarıyla tartışmalıyız. Kitap
üzerine konuşulmazsa aklımızda yüzde on kalıyor. Vaktimizi, dedikodu,
malâyani sözlerle geçireceğimize okuduklarımız üzerine konuşarak
doldurmalıyız.
Kişisel Gelişimden Ne Anlarız?

> Kişisel gelişim kitaplarına ilgi arttı. Kişisel gelişim size ne ifade ediyor?


> Kişisel gelişim insanın bulunduğu noktadan daha üst bir noktaya
gelmesidir. Benim kişisel gelişimden anladığım Kuran-ı Kerim’in emri
doğrultusunda insanın tekâmülüdür. Kâmil bir insan olmak, bilge insan
olma yolunda mesafe almaktır; hedef bu doğrultuda olmayıp da mesela para
kazandırma konusunda bir motivasyonsa, kişisel gelişime bir katkı
sağlamaz. Bilgiyle birlikte bilgeleşmek, ancak insanı ileriye taşır.


>
Bu tür kitapların yanlış yönlendirmesi söz konusu olabilir mi?

> Kişisel gelişim kitaplarını okuyan herkes bir şekilde fayda sağlar;
az ama çok “Gelişmeyin, okumayın” diyen bir kişisel gelişim kitabı
olmaz. Gereğinden fazla özgüven pompalayan bir kitap belki okuyucuda
yanlış izlenim uyandırabilir. Ama o da ne kadar etkileyebilir? Faydalı
bir kişisel gelişim kitabı kişiyi, manevi anlamda daha üst bir noktaya
taşır; az öfkelenmesi, duygusal zekasını geliştirmesi yönünde teşvik
eder. Kişisel gelişim kitapları iyiliği yaymaya çalışır, olumlu bakış
kazandırır, güzel söz söylemeyi tavsiye eder.
Kimler İyi Anlaşır?

>
“Uyum sağlamak bir dansa benzer” diyorsunuz. Bu dansı açar mısınız?
> Az önce söylemiştik İnsanlar kendine benzeyen insanlardan hoşlanır.
Birbirine benzeyen insanlara bakarsınız, çayı aynı şekilde yudumlarlar,
el kol hareketleri, konuşma tarzları birbirlerini andırır. Vücut
dilleri ayni olunca düşünceler de aynı şekilde olur. Şimdi biz bunlardan
yola çıkarak diyebiliriz ki “Benzer duygulara sahip olmak için
bedeninizi başkalarına benzetin. Mevlâna diyor ki “Aynı fikirleri
paylaşanlar değil aynı duyguları paylaşanlar iyi anlaşırlar” Aynı
duyguları paylaşmak istediğiniz kişiyle ses tonunuz farklı
olmamalı..Beden dili benzeyince hissiyat da benzer; uyum sağlanır. Uyum
ise esnekliktir hayatın gücüdür.

Felaketi Çağırıyor muyuz?

> “Negatif düşünürsek felaketi çağırırız” diyorsunuz, Muhsin
Yazıcıoğlu’ nun “Üşüyorum” Şiiri geliyor akla. Kitabınızı okumadan önce
“Sanki bilmiş de yazmış” diyordum. Şimdi “Çağırmış mı acaba”? diye
düşünüyorum


> Daha önce söylediğim gibi çekim yasasına göre neye dikkatimizi
verirsek onu çağırırız.Yok etmek için bile kötülüklerle haşır
neşirsek, onları yok edemiyoruz; çoğaltıyoruz. Olumsuzu kötülükleri
istenmeyeni değil olumluyu düşünelim ki onu çoğaltalım.
Çağın Çelişkisi

> İletişim çağını idrak ediyoruz; en büyük iletişim aracımız bilgisayar, insanları karşısına köle etti.


> İnsan sosyal bir varlıktır ancak toplum içerisinde büyüyüp beslenip
gelişebilir. İnsanların dokunuşuna gülüşüne sesine, sıcaklığına
ihtiyacımız var. Bilgisayar ne yapıyor? İnsanlardan koparıyor, makinenin
karşısına oturtuyor, sosyalleşemiyorsunuz, başkalarına
ulaşamıyorsunuz. İnsanlar konferanslara katılsınlar, cemaatin, toplumun
içerisine girsinler ki sosyalleşsinler; birbirlerinin derdine ortak
olabilsinler.


>
Bazı insanlara içimiz ısınır. Kalp köprüsü kurduğumuz için mi?
> Evet kalp köprüsü kurduğumuz insanlarla bin yıllık dost gibi kaynaşır sohbet edersiniz, dost olursunuz.

>
Dostumuz kimdir?

> Bir insan sizdeki en güçlü yönü ortaya çıkarıyorsa o gerçek
dosttur; size keyif verir. Bazı insan da kabul edemeyeceğiniz,
kendinizin bile yüzleşemediği bir noktayı devamlı karıştırır; su yüzüne
çıkartmaya çalışır; toplum karşısında mahcup eder. İnsan gençliğinde
yaptığı bir hatayı hatırlayınca kendisi utanır. Böylesi karşısındakini
sürekli üzüntüye sevk eder. Demek ki bizdeki en iyiyi ortaya
çıkaranlarla kalp köprüsü kurabiliriz; onlar gerçek dostlardır.
Aksi İnsan Tedaviye Muhtaçtır

> Aksi insanları tanımlarken “Çoğu akıl hastasıdır” sert bir ifade değil mi?

> İnsanların yüzde onu yaklaşık olarak psikolojik olarak bozuktur;
patolojik tipler diyoruz, hastanede tedavi edilmeliler. Psikiyatri
kliniğinde ilaç ve psikoterapi tedavisi görmelidirler. Bunları
değiştireceğim diye uğraşırsın değiştiremezsin; çünkü çocukluklarında o
kadar kötü yetişmişlerdir, ezilmişlerdir ki sizi dinleyecek durumları
yoktur, işitmezler, anlamazlar. Enerji ve zamanı onlarla tüketmeğe
değmez.
Başarı ve Rekabet

>
“Başarılı insanlar rekabet etmezler” demişsiniz.

> Rekabet, ben herkesten üstün olacağım duygusu, hırs, nefsin işidir.
Motivasyoncular “Kendinizi geçeceksiniz” derler ya biz buna tekâmül”
diyoruz. Geçen seneden daha çok kitap okumuşsanız, kendinizden bir adım
daha ileri gitmişsiniz demektir. Esas gelişme budur. Kendinizi
kutlayabilirsiniz; yoksa, sizin şartlarınız başka benim şartlarım başka.
Sizinle nasıl yarışabiliriz? Rekabet egonun emrine girmektir bir
bakıma.


>
Rekabetten uzak mı duralım?

> Tatlı rekabet yapabilirsin, kendini arkadaşınla ölçebilirsin. Ölçemediğin şey güç değildir.
Rıza Terapisi

>
Problem çözme aşamasında sorun yerine çözüme odaklanmanın önemini anlatır mısınız?

Zamanımızın enerjimizin yüzde seksenini çözüm üzerinde harcamak, yüzde
yirmisini probleme harcamak akılcı olur. Çözüme yoğunlaşınca rahatlarız,
problemleri düşünen, sorunun bir parçası oluyor; sorunu büyütüyor.
Çözümün bir parçası olmamız için çözüme yoğunlaşmalıyız. Ayrıca
duygularımızı, problemlerimizi optimal düşünen insanlara açmalıyız.
Luzumsuz adamlara kendi iç dünyanı anlattığın zaman doğru davranış
reçetesi alamazsın.
> Çözüme odaklandık. Yine de problem devam ediyorsa?

> Rıza terapisi öneririm. Rıza terapisi, değiştiremediğimiz şeyi
kabullenmek, sabretmektir. “Değiştirebileceklerim için güç,
değiştiremeyeceklerim için sabır ver Allah’ım” diye dua edelim. İkisi
arasındaki farkı anlayabilmek için de bilgelik isteyelim. Bu dünyada her
şey bizim istediğimiz gibi olmaz.
Katılımcı Pozisyon İzleyici Pozisyon

> “Bir de katılımcı izleyici pozisyon izleyici pozisyon bahsi”ni konuşabilir miyiz?

> Bir olaya üzülüyorsanız, seyirci pozisyonunda kalın yani olaya
üçüncü bir kişiymiş gibi yaklaşın. Geriye yaslanın, sanki bir film
izliyormuşçasına, sanki bizim hayatımız değil de başkasının hayatını
izliyormuş gibi dışarıda kalın. Rahatlayın bu seyirci pozisyonudur.
Olayın içine girmeyerek duygu vermeyerek, bana yapılmamış gibi olayı
seyrederseniz; gücünüz tükenmez; objektif, mantıklı bir bakış açısı
sağlayabilirsiniz. Başınıza gelen olay, sevinçli bir olay ise
katılabilirsiniz bu sevince; katılımcı pozisyona geçebilirsiniz. Bilge
insanlar nerede katılımcı nerede seyirci olacaklarını bilirler.


>
Siz en bunalımlı anınızda ne yaparsınız?

> Kitap okurum yürüyüşe çıkarım; çok sevdiğim bir arkadaşa telefon
açarım, o arkadaşla beraber çay içmeye gideriz, sohbet ederiz


>
Yani Kalp köprüsü kurarak mı rahatlarsınız?

> Evet, bunun için de yedekte dostlarımız beklemeli; en azından üç samimi arkadaşınız olmalı ki stresi çözebilesiniz.


[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Rıza terapisi nedir. nasıl yapılır?
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Fake Pr Nedir? Nasıl Yapılır? Nasıl Anlaşılır?
»  SEO Nedir, Nasıl Yapılır?
» Seo Nedir , Seo Nasıl Yapılır ?
» Kolposkopi - Kolposkopik Biopsi - Konizasyon Nedir - Kolposkopi Nedir - Kolposkopi Endikasyonları - Kolposkopi Nasıl Yapılır - Kolposkopi
»  Yumurtalık Over Kistleri Nedir - Nasıl Belirti Verir - Yumurtalık Over Kistleri Nedir Nasıl Meydana Gelir - Yumurtalık Over Kistleri

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Paylaşım Türkiye :: Sağlık Bilgisi :: Ruh Sağlığı-
Buraya geçin: