Paylaşım Türkiye
Akciğer Apsesi 212
Paylaşım Türkiye
Akciğer Apsesi 212
Paylaşım Türkiye
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


paylaşım forumu, site ekle, site tanıt, dizin
 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlSite ekleGiriş yap

 

 Akciğer Apsesi

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
haso
Yetkingrafiker
haso


BANLANDI
Mesaj Sayısı : 2099
Kayıt tarihi : 02/08/10

Kişi sayfası
Altın Altın: 0
Para Para: 0

Akciğer Apsesi Empty
MesajKonu: Akciğer Apsesi   Akciğer Apsesi EmptySalı 10 Ağus. - 21:17

Akciğerlerde irin oluşumuyla ortaya çıkan bir hastalıktır. Solunum
sistemini ilgilendiren birçok hastalık irin oluşumuna yol açabilir.
Benzer özellikler gösteren bu hastalıklarda önce akciğer dokusunun
yıkıma uğramasıyla boşluklar oluşur. Zamanla bu boşlukların içinde irin
toplanır ve toplanan irin daha sonra da bronşlar yoluyla dışarı
atılır.Bu süreç en çok stafılokok gibi bakterilerin yaptığı akciğer
enfeksiyonlarında görülür. Ama akciğer enfarktüsü, akciğere yabancı
cisim kaçması, verem, mantar hastalıkları ve bronşektazi (bronş
genişlemesi) gibi öbür akciğer hastalıklarında da akciğer apsesi
oluşabilir.Akciğer apsesi akciğerlerdeki iltihaplı hastalıkların en
tipik sonucudur. Tedavide antibiyotiklerin bugünkü gibi hemen her
fırsatta kullanılmadığı dönemlerde kendine Özgü gelişme çizgisi
nedeniyle kolay tanı konan bir hastalıkken günümüzde tanısı zor, son
derece karmaşık belirtiler veren bir hastalık haline gelmiştir. Tıbbın
ilerlemesiyle genel durumu bozuk hastaların uzun sürelerle
yaşatılabilmesi eskiden pek rastlanmayan apse türlerine yol açmaktadır.
Önceleri ender rastlanan apse türlerinin günümüzde çok yaygınlaşması da
belirtilerin yorumunu güçleştirmektedir. Önce akciğer apsesinin yakın
zamana değin yaygın olan geleneksel biçimini inceleyelim.

Nedenleri

Akciğer apsesinin nedenleri iki başlık altında toplanabilir. Birinci
grupta yer alan etkenler enfeksiyona yol açan çeşitli bakterilerdir.
İkinci grupta ise apse gelişimini hazırlayıcı etkenler yer alır. Akciğer
enfeksiyonuna yol açan başlıca bakteriler şunlardır:


irin yapıcı (piyojen) bakteriler (örneğin streptokoklar, pnömokoklar, stafi-lokoklar).

Kangren yapıcı bakteriler (örneğin Bacillus ramosus, Bacillus fragilis, Micrococcus foetidus, Bacillus fusiformis).

Başta spiroketler olmak üzere sarmal biçimli bakteriler (örneğin Spirochaeta buccalis, Spirochaeta bronchialis).

Apse oluşumunda en önemli etkenin spiroketleri de içine alan sarmal
biçimli bakteriler olduğu düşünülür. İlk lezyonları bu mikroorganizmalar
yapar. Daha sonra irin yapıcı bakterilerin bunlara eklenmesiyle
irinlenme başlar. Havasız ortamlarda yaşayabilen bakteriler ise ölü doku
parçalarında üreyerek apseyi kangrenli duruma getirir.Apseyi
hazırlayıcı etkenlerin en önemlileri vücudun direncini azaltan
hastalıklardır. Bunlara örnek olarak şeker hastalığı, kronik
zehirlenmeler, vitamin eksiklikleri vb sayılabilir. Kronik bronş
hastalıkları İse bu grup İçinde ayrı bir önem taşır.
Belirtileri

Hastalığın birbirini izleyen üç gelişim evresi ve bunlara koşut olarak
ortaya çıkan klinik belirtileri vardır. Bu üç evre şöyle sıralanabilir:


Apse oluşumu ve bu bölgede akciğer dokusunun yoğunlaşarak hava kaybetmesi.

İrinli akciğer dokusunun yumuşaması.

İrinli maddenin bronşlardan dışarıya atılması.

Apse genellikle tek, daha seyrek olarak da birçok odakta birdenbire
ortaya çıkar. Sürekli yüksek ateş, göğüste ağrı, öksürük, nefes darlığı,
gittikçe artan miktarda kokusuz balgam çıkarma gibi belirtiler
verir.Birkaç gün sonra hastalık yumuşama evresine girer. Hastanın genel
durumu bozulur, ateşi hâlâ yüksektir. Ağzından kan gelmeye başlar
(hemoptizi). Balgam miktarı artar; irinli balgamın rengi gittikçe
bulanıklaşır. Böylelikle üçüncü evreye girilir. Bu dönemde apsenin
içindeki irinli madde kusma biçiminde bronşlardan dışarı atılır.Üçüncü
evrede çekilen göğüs filminde duvarları kalınlaşmış, sınırları belirgin
apse boşluğu açıkça görülebilir. Ayrıca bu dönemde çıkarılan çok kötü
kokulu balgam kesin tanı konmasını kolaylaştıran önemli bir belirtidir.
Hastanın kusma biçiminde balgam çıkarması çoğunlukla genel durumunda bir
iyileşmeyle birlikte ortaya çıkan bir belirtidir, ama bu durum
geçicidir.Kuşkusuz bütün apse türleri bu sırayı izleyerek gelişmez.
Yukarıda da sözü edildiği gibi antibiyotik kullanımından sonra, klasik
hastalık tablosu değişmiş ve apsenin evrelerini sıralamak güçleşmiştir.
Olguların çoğunda hasta uygun tedavinin uygulanması sonucunda iyileşir.
Daha kötü gidişli olgularda ise akciğerlerdeki apse boşluğu kapanmaz ve
bu ortamda başka iltihapların gelişmesiyle kronikleşir. Günümüzde
olguların çoğunda tam iyileşme sağlanmakta, apse odağının tedavi
edilmeden kendiliğinden kapandığı olgular da eskiden beri bilinmektedir.
AKCİĞER KANGRENİ

Bir zamanlar sık rastlanan, ama günümüzde çok seyrek görülen ve artık
yaşamsal tehlike taşımayan bir hastalıktır. Özellikle güçsüz, yaşlı,
alkolik, şeker hastası ya da tehlikeli göğüs yaralanmaları geçirmiş
kişilerde görülür.
Nedenleri

Akciğer kangreni havasız ortamlarda yaşayabilen ve birçok antibiyotikten
pek etkilenmeyen bakterilerin bütün akciğerlere yayılmasıyla ortaya
çıkar. Bu özelliğiyle de akciğer apsesinden ayrılır; çünkü apse,
çevresindeki akciğer dokusuyla sınırlıyken kangren bütün akciğerlere
yayılmıştır. Kangren çoğunlukla apsenin bir komplikasyonu, yani
hastalığı karmaşıklaştıran ikincil bir sorun olarak gelişir; nedeni apse
ortamında gelişen kangren yapıcı mikroplardır.
Belirtileri

Kangren hızlı gelişen ve şiddetli bir hastalıktır. Hastanın genel durumu
ileri derecede bozulmuştur. Ateşi yüksektir; soluğu kötü kokar. Kangren
başlangıçta öbür akciğer hastalıklarından farklı olarak özgün
belirtiler vermez, ama birkaç gün içinde çok kötü kokulu balgam
çıkarılmasıyla belirginleşir. Önceleri gri renkli olan balgam, daha
sonra kanın da eklenmesiyle kahverengiye çalar; koyu kıvamlıdır ve kusar
gibi çıkarılır.Tedavi gecikirse bu dönemde hastalık ölümle
sonuçlanabilir. Buna karşılık havasız ortamda yaşayabilen hastalık
etkeni bakterilere karşı özellikle etkili olacak antibiyotiklerle tedavi
kısa sürede olumlu sonuç verebilir. Burada tedavinin başarısını
belirleyen erken tanıdır. Daha geç başlanan antibiyotik tedavisi
kangreni tümüyle ortadan kaldıramaz. Geriye kalan küçük kangren odaklan
ancak cerrahi yöntemlerle temizlenebilir.
STAFİLOKOKLARA BAĞLI AKCİĞER ENFEKSİYONLARI

Akciğerde stafılokok enfeksiyonları hızla yayılır. Bu bakteriler
antibiyotiklere kolayca direnç geliştirerek tedavi sorunları da
yarattığından akciğerde stafilokok enfeksiyonlarına özel bir önem
verilmesi gerekir.Sağlıklı kişilerde çürükçül (saprofit) olarak, yani
hastalık yapmadan yaşayan stafilokokların, hastalık yapıcı Özellik
kazanmaları akciğerlerde birincil enfeksiyon oluşmasına yol açar.
Bakteriler vücudun başka bölümlerindeki stafilokok enfeksiyonlarından
kan yoluyla akciğerlere taşınırsa akciğerde ikincil enfeksiyon odaklan
ortaya çıkar.
Belirtileri

Hastalığın başlangıcı genellikle ani ve şiddetlidir. Belirtileri bir
akciğer lobunda gelişen zatürreeyi andırır. Ateş, nefes darlığı,
morarma, güçsüzlük, genel durumda bozulma ve kokusuz irinli balgam
çıkarmayla başlar. Hastalığın gidişi sırasında aralıklı rahatlama ve
ağırlaşma dönemleri görülür. İrinli akciğer zan iltihabı (plörezi) ve
akciğer zarında kendiliğinden gelişen irinli hava birikmesi (spontan
piyopnömotoraks) stafilokok enfeksiyonunun en sık görülen
komplikasyonlandır.Radyolojik incelemede bir ya da her İki akciğere
yayılmış iltihap odakçıkları görülür. Birden fazla iltihap odağı varsa
iltihap hücrelerinin yanı sıra ülserleş-miş doku parçalarına ve hava
kabarcıklarına benzeyen yuvarlak boşluklara da rastlanır. Bazı akut
olgularda bu yapılar akciğer filmlerinde çok belirgindir. Yuvarlak
boşlukların büyüklükleri sürekli değişir ve film neredeyse her gün
farklı bir görünüm verir. Bu oluşumlar kendiliğinden ya da tedaviyle
gerileyebilir, ama bazen de kalıcı olur ve akciğerlere kistik bir
görünüm verir.
SONUÇLAR

İrinli akciğer hastalıklarında kesin tanının konması ve uygun tedaviye
olabildiğince erken başlanması çok önemlidir. Radyolojik incelemelerin
ve laboratuvar testlerinin yanı sıra bronkoskopi de yapılması tedavinin
basan oranını yükseltir. îrinli akciğer hastalıklarında röntgen
filmlerine yansıyan görünümlere daha önce değinmiştik. Bronkoskopi de bu
tür hastalıklarda vazgeçilmez bir tanı yöntemidir. Bronkoskopik bir
aygıtla doğrudan hastalık odağına ulaşılarak doku örneği alınır. Bu
örnek laboratuvara gönderilerek hastalığın etkeni olan bakteri
araştırılır; etkenin hangi antibiyotiklere duyarlı, hangilerine dirençli
olduğu belirlenir. Böylece tedavide daha etkili antibiyotiklerin
kullanılması sağlanır. Balgamda hastalıkla ilgisiz başka bakterilerin de
bulunması nedeniyle tanının tek başına balgam tahliline dayandırılması
sağlıklı bir yöntem değildir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Akciğer Apsesi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Akciğer Kanseri
» Akciğer Kanseri
» Bronkoskopi Akciğer Endoskopisi
» Akciğer Embolisi (Pulmoner Emboli)
» ASPERGİLLOSİS:ASPERGİLLOZ:AKCİĞER ASPERGİLLOZU

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Paylaşım Türkiye :: Sağlık Bilgisi :: Çocuk Sağlığı-
Buraya geçin: