Paylaşım Türkiye
Böbrek Taşı 212
Paylaşım Türkiye
Böbrek Taşı 212
Paylaşım Türkiye
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


paylaşım forumu, site ekle, site tanıt, dizin
 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlSite ekleGiriş yap

 

 Böbrek Taşı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
haso
Yetkingrafiker
haso


BANLANDI
Mesaj Sayısı : 2099
Kayıt tarihi : 02/08/10

Kişi sayfası
Altın Altın: 0
Para Para: 0

Böbrek Taşı Empty
MesajKonu: Böbrek Taşı   Böbrek Taşı EmptySalı 10 Ağus. - 21:21

Amerika Birleşik Devletleri’nde hastaneye yatan her 1000 hastanın
l’inde yatış nedeni böbrek taşıdır. Yapılan otopsilerde ise taş
vakalarına % 1 sıklıkta rastlanmıştır. Buna göre böbrek taşlarının daha
genel bir yaklaşımla idrar yolları taşlarının büyük bir bölümü
sessizdir. Yani hastayı rahatsız edici herhangi bir belirti ortaya
çıkarmaz. Kimyasal yapılarına göre, birbirinden farklı böbrek taşlarına
rastlanabilir. Kimyasal yapısı “Kalsiyum oksalat”, “Kalsiyum fosfat”,
“Amon-yumürat”, “Sodyum ürat”, “Ürik asit”, “Sistin”, “Ksantin”,
“Kalsiyum karbonat”, “Amonyum fosfat” ve “Magnezyum fosfat” olan taşlar
vardır. Kalsiyum fosfat, kalsiyum karbonat, amonyum fosfat, magnezyum
fosfat, kalsiyum oksalat taşlarını, çekilen basit bir böbrek röntgeninde
görmek olasıdır.

Diğer taşların görülebilmesi için “întravenöz piyelografi” [1VP]
denilen özel bir yöntemle, böbreklerin röntgeninin çekilmesi
gerekmektedir. % 80 vakada böbrek taşı tek tarafta oluşur. Sağ böbrekte
daha sık taş oluşmaktadır. Erkeklerde kadınlara oranla iki kat daha sık
olarak böbrek taşma rastlanmaktadır. % 60 vakada böbrekte tek bir taş
bulunmaktadır. Böbrek taşı 0.5 cm ‘den 5 cm ‘ye kadar büyüklükte
olabilmektedir.İdrar içinde ürat, fosfat, oksalat gibi kristalloid-îer
erimiş durumdadır. Normalde idrar yolları idrar ile ıslanmaz. Ancak
idrar yollarında gelişecek olan bir iltihap, buraların idrarla
ıslanabilmesine yol açar.


Islanabilen bu anormal yüzeylere ise idrar içindeki kristalloidler
çökmeye ye böylece taş oluşmaya başlar. Üre, azot, salisilik asit gibi
idrar içinde bulunabilen bazı maddeler, “Hidrotrop madde-ler”dir. Bu
maddeler kristalloidlerin idrar içinde erirliklerini artırırlar,
dolayısıyla da bu kristalloidlerin çöküp taş oluşturmalarına engel
olurlar. İdrar içinde “Nükleik asit”, “Kondroitin sülfürik asit” gibi
kolloidler bulunmaktadır. Bu kolloidle-rin yokluğunda böbrek taşlan
oluşmaktadır. İdrar içindeki kristalloidlerin normalden fazla yoğunlukta
bulunmaları ya da kişinin su kaybı nedeniyle yoğun idrar çıkarması,
böbrek taşlarına hazırlayıcı bir etkendir. İdrar alkali olduğunda fosfat
taşları oluşur, asit idrarlarda ise böbreklerde sistin ve ürat taşları
oluşur. Böbrek taşı vakalarının % 4′üniin nedeni ise “Gut” hastalığıdır.
Taş vakalarının % 5′inde ise ailesel eğilim saptanmaktadır.

A vitamini eksikliği, idrar yollarındaki darlıkların yol açtığı idrar
akışı yavaşlaması, uzun süre yatalak olmak, kronik kemik iltihaplan,
hiperparatiroıdizm, D vitamini fazlalığı böbrek taşlarının oluşumuna yol
açan çeşitli etkenlerdir. Böbrek taşları genellikle böbrek kaliksleri
içinde oluşurlar. Böbrek taşı idrar akışı ile dışa atılma yoluna
girdiğinde, idrar yollarını herhangi bir bölgeden tıkayabilir. Bunun
sonucu olarak da tıkanmanın gerisinde idrar birikebilir. Bu durum da
böbrek ve idrar yollarında infeksiyonların oluşmasına yol açabi-bilir.
Taş, idrar yolları içinde hareket ederken kanamaya da yol
açabilir.Böbrek taşlarının büyük bir çoğunluğu hastayı rahatsız etmez.
Beürti verdiğinde ise, en önemli belirtiler “Ağrı” ve “Hematüri”dir.
Ağrı, böbrek taşının idrar yolları içinde ilerlemesi sonucu idrar
yollarında gelişen spazma bağlıdır. Ağrı küt olabileceği gibi, “Kolik”
denilen çok şiddetli, batıcı bir ağrı özelliğinde de olabilir, Koük
ağrısı çok şiddetlidir, hasta kıvranır, yüzü solar, ter döker. Ağrı
bütün karına yayılabilir. Bulantı ve kusma ağrı sonucu gelişebilir.
Taşın idrar yollarını zedelemesi sonucu idrarda kan çıkabilir
[hematüri).

Böbrek taşlarının neden olduğu ağrı atakları sırasında, hastaya morfin
ya da benzeri ağrı kesicilerinin ve spazm çözücü ilaçların verilmesi,
ağrının dindirilmesi bakımından yararlı olmaktadır. Hastanın fazla
miktarda su içmesi, idrar akımını artıracağından, taşın düşmesini
kolaylaştırabilir. Kendiliğinden düşmeyen ve hasta için tehlikeli
olabilecek böbrek taşlarının ise cerrahi yöntemlerle çıkartılması
gerekir. Etten ve sıvıdan zengin, karbonhidrattan ise oldukça fakir bir
diet ve’ günde bir saat kadar yürümek ya da düzenli olarak spor yapmaki
böbrek taşlarına karşı değerli bir önleyicidir.Böbrek taşlan olağan
koşullarda id*rarda çözünmüş maddelerin çökelerek sert birikinti
parçacıkları oluşturmasıyla ortaya çıkar. Böbrek taşı oluşumuna yol açan
bu maddelerin başlıcalan tirat, ok*salat ve kalsiyum fosfat gibi
bileşikler*dir.


Taşın oluşum yerine göre değişen hastalık belirtileri ortaya çıkabilir.
Taşlar böbrek çanaklarına (kaliks) ya da havu*zuna (pelvis)
yerleşebilir. Ayrıca siyek (üretra), idrar kesesi ve idrar borularında
da (üreter) bulunabilirler. Böbrek taşlan sayılarına, bulundukları
yerlere ve kim*yasal yapılarına göre sınıflandırılmakta*dır. Az sayıda
ve küçükseler yuvarlak,idrar kesesi taşlannda olduğu gibi çok sayıda ve
birbirlerine sürtünüyorlarsa köşelidirler. İri olmaları böbrek çanağı ve
havuzu gibi boşluklarda oluştuklarını gösterir. Boyutlan ise çok küçük
olan*lardan bütün böbrek boşluğunu doldura*cak iriliğe ulaşanlara kadar
değişir.
NEDENLERİ
Böbrek taşlan bazen bir metabolizma bozukluğuna bağlı olarak gelişir,
bazen de kalıtsal yolla ortaya çıkar. Taşın oluşma nedeni idrar
yoğunluğunun art*ması ya da çözünmüş maddelerin idrar*da aşırı miktarda
bulunmasıdır.Taş oluşumuna yol açan metaboliz*ma hastalıkları için
böbrek kaynaklı asi-doz (asitlİk düzeyinin yükselmesi), ka*lıtsal
hastalıklar için ise sistinüri (sistin gibi gibi amino asitlerin idrarda
aşırı artması) Örnek olarak verilebilir. Ama böbrek taşı olgularının
yüzde 70-80′e varan bölümünde kesin bir neden göste*rilemez. Taş oluşumu
genellikle kalıtsal ve başka bazı belirleyici etkenlere bağ*lanır.
Bunlar arasında idrarda kristalleş*me eğilimi olan maddelerin
bulunması;idrar akışının bir engel yüzünden dur*ması; idrarın asittik
(pH) derecesinin değişmesi, idrar yollanrıın iltihaplanma*sı gibi
çökelti oluşturacak maddelere uygun fiziksel ve kimyasal ortamın
ha*zırlanması; çevrelerinde çökelmeyi ko*laylaştıracak bir öz oluşturan
bakteri, hücre artıkları gibi maddelerin varlığı sayılabilir.Kendi
başına taş oluşumuna neden olan tek hastalık birincil
hiperparatiroidizmdir. (paratiroit bezinin aşın çalış*ması). Kanda ve
idrarda kalsiyum düze*yinin artması kalsiyum fosfat taşlarının
oluşmasına uygun ortamı hazırlar. Kal*siyum taşlan ise bütün böbrek
taşlarının yüzde 50-80′ini oluşturur.
En sık görülen böbrek taşlan grimsi kırmızı renkli kalsiyum oksalattan
olu*şur. Bunu beyaz renkli kalsiyum fosfat ve sarımsı kahverengi
kalsiyum ürat taş*lan izler. Gut (damla) hastalan gibi id-rarlannın asit
derecesi yüksek olanlarda kahverengi ürik asit taşlanna oldukça sık
(bölgelere göre yüzde 5-33)rastlanır. Ender görülenlerler arasında ise
yeşi*limsi sistin ve sarımsı kahverengi ksan-tin taşları
sayılabilir.Böbrek havuzunda oluşan taş, çok büyük değilse, idrar borusu
yoluyla id*rar kesesine iner. Burada prostat büyü*mesi gibi idrar
çıkarmayı güçleştiren koşullar oluşmuşsa, daha da irileşebilir ya da
idrarla birlikte keseden atılır. Öte yandan böbrek taşları idrar
kesesine in*meden böbrek havuzu ağzında ya da id*rar borusunda takılıp
kalabilir. Bu du*rumda bazen böbrek tıkanıklığı ortaya çıkabilir.

GÖRÜLME SIKLIĞI
Böbrek taşı erkeklerde kadınlara oranla en az üç kat daha yaygındır. En
çok 30-50 yaşlar arasında görülür.Hastalığın coğrafi dağılımı
düzen*sizdir. Mısır, Çin, Rusya, Galler, Mada*gaskar, ABD’nin güneydoğu
kesimleri ve Türkiye’ de böbrek taşı olgulanna ol*dukça sık rastlanırken
Hindistan’ın gü*ney, Çin’in kuzey kesimleri, İrlanda ve Güney
Amerika’da böbrek taşı olguları hemen hemen hiç görülmez.Bu dağılım
hastalığın oluşumunda beslenme, iklim ve jeolojik etkenlerin önemli
olduğuna ilişkin kuramlan tam olarak desteklememektedir.

BELİRTİLERİ
Böbrek taşı uzun süre belirti vermeyebi*lir ya da son derece önemsiz
yakınmala*ra yol açar. Değişik şiddette ağrı ile id*rarın kumlu çıkmaya
başlaması böbrek taşım düşündürür. Hastalığın temel be*lirtisi “böbrek
koliği” denen tipik sancı*dır. Bu birden başlayan şiddetli ağn
nö*betlerine, içinde taş bulunan idrar boru*su duvarının spazm biçiminde
kasılma-lan ya da taşla tıkanmış böbrek havuzu*nun gerilmesi aniden
başlayan şiddetli ağn nöbetlerine yol açar. Önceleri ara*lıklı gelen,
daha sonra süreklilik kaza*nan sancılar genellikle ilk olarak bel
bölgesinde duyumsanır. Buradan idrar yollan boyunca yayılan ağn makat
çev*resinde, erkekte erbezleri ve kamış ba*şında, kadınlarda büyük
dudaklarda, ayrıca kasık, uyluk içi ve bazen göğüs altı ve kürek
kemiklerinde görülür. Ağrının en şiddetli olduğu dönemde huzursuz*luk,
bunaltı, soğuk ter, bel kaslarında kasılma, bulantı ve kusma görülür.
Has*ta taş düşürüyorsa, taşm dar siyek (üretra) kanalından geçerken
yarattığı ağn son derece şiddetlidir. Taş düşürüldük*ten hemen sonra
hasta rahatlar ve ortaya çıkmış olan bütün belirtiler kaybolur.

Ağn sırasında çıkanlan idrar miktarı az ve belirgin biçimde kanlıdır.
Taşın böb*rek havuzuna dönmesi ya da idrar kese*sine inmesiyle
belirtiler hafifler.Belde hafif bir dolgunluk duygusun*dan başka
yakınmaya yol açmayan iri böbrek taşlan da olabilir. Bu çelişkili
durumun nedeni büyük taşlann böbre*ğin bir bölgesinde hareket edemeyecek
biçimde sıkışmış olmasıdır. Bu olgular*da kesin tanı koymak her zaman
kolay olmaz.
İNCELEMELER
Günümüzde tanıya götürecek yeterlilik*te inceleme yöntemleri vardır.
Önemli olan ağnlı dönemi yaşamadan gerekli önlemlerin alınmasıdır. Temel
tanı yön*temlerinden biri radyolojik incelemedir. Hastalann yaklaşık
yüzde 80′inde taşlar kalsiyum tuzlarından (fosfat, oksalat, karbonat)
oluşur. Kalsiyum taşları rönt*gen ışınlarını geçirmediğinden çekilen
filmlerde kolayca belirlenir. Röntgen ışınlarım geçiren ürat, ksantin ve
mag-nezyum-amonyum fosfat taşlarını sap*tamak için idrar yollanna
kontrast mad*de verilmesi gerekir. Bu dolaylı yönte*min bir uygulaması
hızla kandan böb*reklere geçecek kontrast maddenin da*mardan
verilmesidir. Röntgen ışınlarını engelleyen kontrast madde aracılığıyla
idrar yollan görünür duruma gelirken, böbrek taşlarının bulunduğu yerler
kontrast maddenin dolduramadığı alan*lar olarak kalır. Bu yöntemin iki
adı vardır: İntravenöz (damar yoluyla) ürografi adı görüntülemeye
yardımcı maddenin damara verilmesinden, “inen ürografi” adı ise kontrast
maddenin kandan böbreklere doğru inmesinden kaynaklanır. İnen
Ürografinin yeterli bilgi sağlayamadığı durumlarda klinik belirtiler ve
laboratuvar verileri böbrek taşını düşündürüyorsa “çıkan ürografiye”
başvurulur. Bu yöntemde kontrast maddeyi damar yerine doğrudan idrar
yollarına vermek için siyekten sokulan bir boru (kateter) kullanılır.

Karın ultrasonografisi, röntgen ışın*larını geçirsin ya da geçirmesin,
çapı yarım santimetre kadar olan küçük taş*ların bile yerini kesin
biçimde belirle-yebilen bir yöntemdir. Ama bu yöntem*le idrar
borusundaki taşlar ve idrar yol*larında taşın yol açtığı değişiklikler
ya da taş oluşumunu hazırlayan yapısal özellikler belirlenemez.
Ultrasonografı hastaya zarar vermemesi ve uygulama kolaylığı nedeniyle
özellikle belirtisizDolguların tanısında oldukça yararlı bir yöntemdir.
Laboratuvar incelemeleri de hastalığın tanısında büyük önem taşır.
İdrarda kan aranması, idrarın asit dere*cesinin belirlenmesi, kanda
kalsiyum ve ürik asit düzeylerinin ölçülmesi tanı için değer taşıyan
incelemelerdir. Taşla*rın tedaviye yönelik kimyasal analizi ve idrar
kültürü de çok önemlidir.

Kontrast maddenin kullanılmadığı dolaysız radyografik incelemede taş
kuş*kusu uyandıran lekeler, ürografi yoluyla ayrıntılı biçimde
saptanabilir. Bu yön*tem sayesinde taşın yeri, böbrek ve idrar
yollarının işlevlerine etkisi anlaşılmakla kalmaz, taşsız böbreğin
işlevlerine iliş*kin daha ayrıntılı bilgiler elde edilir.

KOMPLİKASYONLAR
Böbrek ve idrar borusu taşlarından kay*naklanan komplikasyonlar, yani
taşa bağlı ek bozukluklar sık görülür. Büyük taşlar idrar birikmesine
yol açarak böb*rek havuzu ve çanaklarında genişleme*ye (hidronefroz),
zamanla mikroplan*manın başlamasıyla böbrek iltihabına (piyelonefrit),
daha sonra da böbrek do*kusunun apse sonucu yıkıma uğraması*na
(piyonefroz) neden olur. Bu kompli*kasyonlar yavaş bir gelişme
göstermesi*ne karşın, böbrek yetmezliğiyle sonuç*lanan kronik
piyelonefrit kaçınılmazdır.

TEDAVİ
Böbrek taşının tedavisi üç aşamada ya*pılır: Ağrı tedavisi; taş
oluşumuna ze*min hazırlayan ya da yol açan genel ko*şulların tedavisi;
böbrek işlevlerini bo*zan ve/ya da sürekli ağrı yapan taşların cerrahi
tedavisi. Sancı biçiminde başla*yan şiddetli ağrı sıcak uygulamasıyla ya
da spazm çözücü, iltihap ve ağrı giderici ilaçlarla dindirilmeye
çalışılır.

BÖBREK TAŞI TEDAVİSİNDE YENİ YÖNTEMLER
Yeni geliştirilen yöntemler böbrek ve idrar yollarındaki taşların
cerrahi teda*visinde büyük ilerleme sağladı. İsveç’ te bulunan ve
özellikle Almanya ve İn*giltere’de daha da geliştirilen perkütan
litotripsi adh yöntem geleneksel cerrahi tedavi yöntemlerine göre önemli
üstün*lükler taşımaktadır. Deride açılan bir delikten böbrek taşlarının
alınmasını olanaklı kılan bu yöntem, kullanılan ay*gıtların basit,
uygulamanın hızlı ve da*ha masrafsız, sonuçlanıl son derece olumlu
olması nedeniyle birçok ülkede yaygın biçimde kullanılmaya başlamış*tır.
Üstelik geleneksel tedavinin ameli*yat sonrası ağrılı dönemi ve
hastanede uzun süre kalma gibi istenmeyen so*nuçlan da bu yeni yöntemle
aşılmıştır.Perkütan litotripsi yönteminde, önce deriden sokulan
nefroskop adlı bir ay*gıtla böbrek boşluklarına ulaşılarak taş*ların
görülmesi sağlanır. Taşlar yanm santimetreyi aşmayan çaptaysa aygıtta
bulunan penslerle dışarı çekilir. Daha büyük taşlar ses dalgalanya
parçalan*dıktan sonra bir pompayla emilir. Bu yöntem yerel ya da genel
anestezi kul*lanılarak uygulanabilir. Hastalar girişi*min ilk gününden
başlayarak ayağa kal*kıp yemek yiyebilirler.

Deriye giriş ye*rine bir bant yapıştırmaktan başka bir önleme gerek
bırakmayan bu yöntemde hasta 3-4 gün sonra hastaneden taburcu
edilir.Böbrek taşımn bir başka tedavisi de taşların vücut dışında
yaratılan sesüstü ultrason dalgalarla ufalanıp idrar yolla*rından
atılmasıdır. Bu yöntem safra taşı tedavisinde de kullanılır. Ultrasonla
taş kırma tedavisinin hastayı ve uzmanı zor duruma düşüren
komplikasyonlan, ek olarak litotripsinin de kullanılmasını gerektirir.
Önce litotripsi, sonra ultra*sonla taş kırma yönteminden yararlan*ma
birçok nedenden ötürü daha uygun görülmektedir.En sert taşlar bile
deriden girilerek uygulanan yöntemle parçalanabilir. Bu*nu izleyen taş
kırmayla böbrek taşlan-nın kesin biçimde tedavisi gerçekleşmiş olur. Bu
iki yöntem hasta anestezi altındayken birlikte uygulanabilir. Böbrek
taşlarının çıkarılmasına yönelik bütün girişimlerin başansı taşın
boyuttan, bi*çimi, sertliği ve yerine; ayrıca idrar yol*larının darlık,
Ödem ve eğrilik gibi özel*liklerine bağlıdır.
CERRAHİ TEDAVİ
Cerrahi tedavi günümüzde çok sınırlı olarak uygulanır. Daha çok böbrek
taşı*nın özellikleri nedeniyle litotripsi ve ultrasonla taş kırma
yöntemi uygulana*mayan olgularda kullanılır. Öte yandan taş kırma
yöntemi, cerrahi girişim son*rasında boşaltım sisteminde kalan,
en*feksiyona ve yeni çökelmelere yol açan taşların çıkarılmasında çok
yararlıdır. Ameliyat sonrası kalan taşların şok dal*galarıyla
“temizlenmesi” cerrahi girişim ile bütün taşların çıkarılma
zorunlulu*ğunu ortadan kaldırmış, tersi durumlar*da doğacak sorunları
büyük ölçüde çöz*müştür.

KORUNMA
Bütün taş türlerinin zamanla yemden oluşması sık görülen bir durumdur.
Kal*siyum taşı olgularının yüzde 20-30′unda bir yıl içinde yinelenme
görülmektedir. Bu nedenle bütün böbHc taşı hastala*rında ayrıntılı
incelemeerin yapılması zorunludur. Böylece birincil hiperpara-tiroidizm,
böbrek kaynaklı asidoz, sisti-nüri ve enfeksiyon gibi belirli bir
hasta*lığa bağlı olarak gelişen böbrek taşı ol*guları saptanmalı tıbbi
ve cerrahi tedavi buna göre yürütülmelidir.

Böbrek taşı tanısında ultrasonografi gibi hastaya zarar vermeyen tanı
yön*temleri başka amaçlar için de kullanıla*bilir. Bazı durumlarda
böbrek taşları, yoğun tedavi gerektiren ağır bir genel hastalığın ilk
belirtisi olabilir.Böbrek taşı bir yandan iş saati kaybı, doktor ve ilaç
masrafları, ultrasonografi ve cerrahi tedavi harcamaları gibi hasta*ya
ekonomik ve sosyal yük getirirken, bir yandan da dayanılmaz sancılar ve
enfeksiyonlarla zor bir dönem yaşatır. .Ultrasonla taş kırma ile
tedavinin birkaç kez uygulanması sonucu böbrek işlevlerinin uzun dönemde
nasıl etkile*neceği iyi bilinmemektedir. Ama yapılan araştırmalarda
böbrek taşı hastaları*nın yüzde 70′i aşan bölümünde özel bir işlev
bozukluğuna rastlanmamıştır. Kalsiyum ve ürik asit atılımında artış,
idrar asitliğinin yükselmesi gibi idrar bozuklukları laboratuvar
incelemeleriy*le ortaya çıkarılabilmektedir.

Laboratuvar incelemelerinde elde edilen bilgilerin ışığında metabolizma
bozukluklarına yönelik tedaviler uygu*lanabilir. Ama bu tedavilerin
böbrek ta*şı oluşumunu önleyici etki yaptığı he*nüz kesin olarak
kanıtlanamamıştı.

Unutulmaması gereken iki önemli nokta vardır:

1) Olguların yüzde 60′ım aşan bölümünde hastaların bol sıvı al*masıyla
böbrek taşı oluşumu Önlenebi*lir: 24 saatte 1,5-2 İt idrar çıkarmak için
en az 3-4 İt sıvı alınması böbrek taşlarının önlenmesinde çok
yararlıdır. Sıvı alımının kısıtlandığı kalp yetmezliği, yüksek tansiyon
gibi du*rumlarda bu yöntem uygulanamaz. Ay*rıca kalsiyum, oksalat ve
pürince zen*gin besinlerden kaçınmak gerekir. Böbrek taşı yavaş
gelişmesinin do sonucu olarak kronik bir hastalıktır. Hastanın sürekli
olarak doktor deneti*minde kalması yararlıdır. Nedeni bilin*meyen böbrek
taşı olgularında idrarda ortaya çıkan yüksek kalsiyum düzeyi idrar
söktürücü (diüretik) ilaçlar yardı*mıyla denetlenebilir. Bu uygulamayla
birlikte tuz alımı azaltılarak sodyumun tedaviyi engelleyici etkisi
giderilir. İd*rarında ürik asit ve oksalat düzeyi yük*selmiş hastalarda
24 saatte 300 mg allo-purinol verilmesi oldukça yararlıdır.
.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Böbrek Taşı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Böbrek Nakli
» Böbrek ve Sigara
» Böyle mezar taşı görülmedi
» Kredi Kartına Taksitle Mezar Taşı
» BÖBREK TAŞLARI: NEFROLITHIAZIS

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Paylaşım Türkiye :: Sağlık Bilgisi :: Çocuk Sağlığı-
Buraya geçin: